Çeçen&İnguş Diasporası, Rakibinin Rakibi Dostun Olmayabilir.

Bismihisubhanehu,

Anavatanlar gerçekle, diasporalar ise zaman tüneliyle yaşarlar demiştik ya oradan devam edelim. Bir mücadelede hayaller, arzular, öfkeler, yenilgiler akıllı üçüncü ve diğerleri tarafından yönetilmeye çok yatkındır. Bu ise çok büyük bir risk ve hatta esas rakipten daha tehlikeli, ölümcül bir durumdur. İşte diasporalarla da böyle oynuyorlar. Oynatıyorlar.
Çeçen&İnguşlara da böyle oldu. Oluyor.
Önce genel olarak,
Her ülkenin olduğu gibi Rusya’nın birçok rakibi ve düşmanı var tabii ki. Burada öncelik; bizde de değil, batılı ülkelerde. Avrupa, her zaman kendisine karşı en büyük risk olarak asırlarca Rusya’yı görmüş ve stratejisini ona göre oluşturmuştur. Batı tarihte devamlı bu kontrol edilemez kaba gücü, İslam-Osmanlı/Türki/doğu/Moğol/Çin v.s. unsurlarla uğraştırmış ve bu mücadeleyi tarafların hiçbir zaman birbirini yenemeyeceği ve karşılıklı kan kaybedeceği modelde olması için uğraşmıştır. Avrupa için Rusya’nın Avrupa’dan 10 Km ilerlemesi yerine Asya’dan 500 km alan kazanması daha evla olmuştur. Bunun örnekleri çok, ancak bize en tanıdık gelen Osmanlı Rus Savaşları, Kafkas Gazavatı, Birinci Dünya savaşında Alman Zırhlılarının Rusya’yı topa tutarak savaşa Osmanlıyı sokması v.s. verilebilir. Bu fotoğrafta esas olan Rusya’nın meşgul edilmesi ve batıya ilerlemesinin durdurulması, enerjisinin boşaltılmasıdır. Asıl hedef avrupaya zarar vermemesidir. Yoksa Rusya’nın rakipleri; batının umurunda değildir, hatta başka cephelerde de kendi rakipleridir. Bir taşla iki kuş hesabı.
Kafkasya özelinde, gazavat batı tarafından böyle görülmüş, hatta desteklenmiştir. Örneğin İmam Şamil’in ordusunda İngiliz topçu birlikleri vardır. Abdülmecit Çermoy başkanlığında 11 Mayıs 1918’de kurulan Şimali Kafkasya Cumhuriyeti Osmanlı’nın arkasından batılılar tarafından hemen çok büyük ilgiyle karşılaşmıştır. Oysa bu arada İngilizler güneyde Osmanlı topraklarını arap isyancılarla beraber kemirmektedirler. Nasıl ama?
Bu tarihi bilgilerden sonra;
Günümüzde de Kafkas halklarının durumu, sadece onlar ve muhattapları Ruslar arasındaki bir mücadeleden ibaret değildir. Burada daha fazla oyuncu var. İşte bu yazının konusu bunlardır.
Rus-kafkas mücadele/ilişkisi bir şekilde devam etmekte iken, üçüncü etmen/ler kendisine tehdit olarak gördüğü Rusya’yı yıpratmak için her türlü materyali sınırsızca kullanma arzusundalar. Daha alışılmış ifade ile Rusya’nın yumuşak karnı olarak görülen Kafkasya’da faaliyetler yapmaktadırlar. Görünürde yoklar. Konuşulmuyorlar. Ancak her taşın altında izleri var. Nasıl mı?
Her şey yazılmıyor. Mesela 1990 lı yıllarda kurulan Çeçen hükümetine diasporadan katılan bazı bakanlar açıkça batılı istihbarat ajansları için çalıştıklarını sonradan itiraf ettiler. Savaş esnasında ve sonrasında her taraf batılı istihbaratçılarla doluydu, v.s. Aşağı yukarı her biri bir görevli casus olan batılı araştırmacı/gazeteci ve sairlerin savaş sonrası eserlerine bakınız. Anlarsınız.
Savaş sonrasında ise yeni oluşan diasporalar maddi ve örgütsel destekler alarak yönlendirildiler.
Biz de örneği, bilgisi çok. Yazmaya da gerek yok. Ülkemizde, istanbul’umuzda, STK’larımızda bile..
Son dönem de Daymokh’ta; her ülkede ve yerde olduğu gibi birçok yönden eleştirilebilir olsa da siyasi stabilizasyon oluştu. Bu durum; kullanılacak materyal olarak diasporaların önemini arttırdı. çalışmalar arttı. Bunların örneklerini vereceğim ancak önce basından birkaç anektod.
—— Ukrayna-Rusya krizi esnasında Ukrayna Radikal parti milletvekili İgor Mosiyçuk, Kafkasyalı cihatçıları ayaklanmaya çağırdı. Mosiyçuk, “Kafkasya’da kurtuluş mücadelesinin alevleri yeniden yükseliyor. Biz Ukraynalıların görevi, ne olursa olsun Kafkasya’daki isyancılarını desteklemek, onlara gereken yardımı sunmaktır. Moskova’ya karşı ortak zafer için, bize nefes alma imkanı vermesi için Kafkasya’da ikinci bir cephe gerekiyor” dedi.
_http://ajanskafkas.com/kafkasya/ukraynali-milletvekili-kafkasyali-cihatilari-ayaklanmaya-agirdi/
—- ABD’den Rusya’ya karşı ‘Ejderha Yürüyüşü’
ABD, Rusya’ya karşı güç gösterisinde bulunmak ve Doğu Avrupa’daki müttefiklerine destek mesajı vermek için zırhlı araçlarla konuşlanmış askeri konvoyu ile tam 1800 kilometre sürecek olan tura başladı.
ABD Ordusuna ait zırhlı araçlardan oluşan konvoy, Estonya’daki Tapa askeri üssünden yola çıktı. Estonya, Litvanya, Polonya, Letonya, Çek Cumhuriyeti ile Almanya’yı kapsayan ve ‘Ejderha Yürüyüşü’ adı verilen 1800 kilometrelik tura çıktı. ‘Ejderha’ adlı konvoy geçtiği ülkelerde resmi makamları ziyaret edecek ve sivillerin ziyaretine açılacak. 1800 kilometrelik gövde gösterisi, Almanya’nın Vilseck kentinde sona erecek.
_http://www.milliyet.com.tr/abd-den-rusya-ya-karsi-ejderha/dunya/detay/2032545/default.htm
—— NATO Komutanı Rusya’yı uyardı
Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı Breedlove, “Putin, sınırı geçerse bir ülkeyle değil, NATO ile karşı karşıya gelecek” dedi.
NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı General Philip Breedlove, ittifakın Rusya tehdidine karşı Doğu Avrupa ve Baltık ülkelerindeki askeri varlığını artırması gerektiğini söyledi.
_http://www.haberhergun.com/dunya/nato-komutani-rusya-yi-uyardi-h46934.html
Görüldüğü gibi Kafkasya batı için sadece mücadelede bir materyaldir. Her an harcanabilir. Değeri o kadardır. Önemli olan kendisi ve yakın bölgesidir.
Diasporalara ne yapıyorlar?
Dini ve millliyetçi grupları örgütleyerek diri tutmaya çalışıyorlar.
Avrupa’da ve diasporaların yaşadığı her yerde ve ülkemizde örgütlülük isteniyor. Siyasi temelli ve Rusya karşıtı. Özellikle de Şu an ki Aktif Rus siyasetçileri karşıtı.
Başarılamasa da; sürgünde parlemento, sürgün de bakanlık, komite v.s. gibi gibi işler devam ediyor. Hatta son dönem ihtiyar heyeti, halk meclisi gibi işler de başladı. Devam da edecek. Çünkü maddi ve düşünsel destek ciddi. Yoksa bile oluşturuluyor.
Sanki Rusya da herşey Putin ve yerel Kafkasyalı siyasetçilerden kaynaklanıyor da Rusya’ya, Kafkasya’ya, Çeçenistan’a demokrasi gelirse birşeyler düzelir gibisinden ve batılı değerler üzerinden Rus demokrasisini çeçenler ile dizayn edecekler. Vaynakhların da başka derdi yok gibi ille de demokrasi istiyorlar. İş, güç; adam kaçırma, siyasi tarafgirlik fazla ve muhalefete söz hakkı yok v.s. v.s. tipik insancıllık demokrasi işleri. Heryerde demokrasi ve insan hakları talepleri bol keseden hem de. Yersen.
Bu arada,
Benim en çok beğendiğim yön ise sanatsal faaliyetler. Şapkamı bu algı operasyonlarına çıkarıyorum. İşte emperyalizm ve halkları çıkarları için kullanmanın en harika örnekleri burada. Batılı fon sağlayıcılar tarafından ciddi rakamlara finanse edilen gişe endişesi taşımayan filmler. Birkaç örnek,
—– Arayış, (The Search)
Yönetmen Michel Hazanavicius ve (eşi) oyuncu Berenice Bejo, beş Oscar’lı Artist’in ardından bu kez bir savaş dramında bir araya geliyor.
_http://filmekimi.iksv.org/tr/arayis
—– Çeçenya: İzi Olmayan Savaş (Chechnya, War Without)
Yönetmen: Manon Loizeau
Mayın tarlalarının, moloz yığınlarının yerini geniş bulvarlar, lüks butikler ve cam kaplı gökdelenler aldı. Ülkenin bir savaş yaşadığını görebilmek artık neredeyse imkânsız. Ödüllü gazeteci Manon Loizeau, geçtiğimiz 20 yılı Çeçenistan’daki çatışmaları izleyerek geçirdi. Bu kez, çok iyi bildiği yerlere geri dönüp gizli çekimler yapan Loizeau….
—– Grozny Blues
Director: Nicola Bellucci
Grozny Blues” follows a few people around Grozny, the capital of war-torn Chechnya where daily life is defined by political repression, constricting customs, forced Islamification and the failure to come to terms with recent history.
Haydi, yaşadığınız kıyımlar, zorluklar, haksızlıklar ile bilenmiş insanların çocukları, kafkas kartalları düşmanınız burada. Unutmayın ve birşeyler yapın. Arkanızdayız.
İyi mi? Radikalleşin diyor hem de her yönde. Kendinizi bitirerek ayıyla mücadele edin. Bizi rahatlatın kendinizi kullandırın bize.
Güzel.
Yersen…
Ne yapmalı?
Zor soru.
Öncelikle bize ait olmayan bir savaşta başkasının piyonu olmamalı.
Kimsenin gazına gelmemeli.
Reel olandan uzaklaşmamalı.
Hamaset, ucuz kahramanlık yok.
Umudunu yitirmemeli.
Kendi olmalı ve kendi ajandası bulunmalı.
Kendine gerçekten yaşanabilir bir medeniyet havzası çizerek uzun erimli planlar yapmalı. Uygulamalı
v.s.
Sanırım meram anlaşıldı.
Düşmanının düşmanı dostun değil bazen ve çoğunlukla sonundur. Biline..
Selam ile
Yahyahan Güney
2016,04,12- Başakşehir/İstanbul

Yahyahan Güney

2016.04.12

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir