Tarihi Çardak Merkez Camii
Bismihi Subhanehu
Allah’a hamd,
Resulüne salatü selam olsun
اِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللّٰهِ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَ وَلَمْ يَخْشَ اِلَّا اللّٰهَ فَعَسٰٓى اُو۬لٰٓئِكَ اَنْ يَكُونُوا مِنَ الْمُهْتَد۪ينَ
Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve sadece Allah’tan korkan kimseler gerçek manada imar edebilir. Doğru yola ermiş olmaları umulanlar işte bunlardır (1).
”Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde mescitleri inşa, tefriş, tamir ve tenvir edenleri, benim rızam için birbirlerini sevenleri ve seher vakitlerinde istiğfar edenleri görünce onlara azap etmekten vazgeçerim” (2).
Hz. Ayşe şöyle demiştir:
“Allah Resülü (s.a.v.) mahallelerde mescitler inşa edilmesini, buraların temiz tutulmasını ve güzel kokularla kokulandırılmasını emretti” (3)
Milletimizi ayakta tutan ve ahirette hepimizin yüzünü ak edecek olan şey yüce dinimiz islamdır. Camilerimiz ve mescitlerimiz de şiar’ı İslam’dır. Zülcelali Vel İkramın büyük bir rızkı ve lütfudur. Duamız harikulade ve masnu mescitlerle dolu vatanımızı bize yadigar bırakan eslafadır. Allah onlardan razı olsun. Tarihi camilerimizin korunması, kültürel mirasın yeni nesillere aktarılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Camilerin iç ve dış mimarisindeki motifler, süslemeler ve yazıtlar, geçmiş dönemlerin yaşayışını, sanat anlayışını, inançlarını ve estetik değerlerini yansıtır. Bu motiflerin korunması ve restore edilmesi de kültürel mirasın yaşatılması açısından büyük önem taşıyor.
Kahramanmaraş ili Göksun ilçesi Çardak beldesinde bulunan tarihi Çardak Merkez Camii de korunması gereken kültürel bir varlıktır ve kültür bakanlığımız tarafından da bu yönüyle tespit edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Makalemizin amacı tarihi Çardak Merkez Camii hakkında bildiklerimizi tartışmayı açmaktır. Bu vesile ile de bilmediğimiz ve veya ulaşamadığımız bilgilere ulaşarak ortak hafızamızı kuvvetlendirmektir.
Şüphesiz fakir, ne yazar, ne bir sanat tarihçisi, ne bir mimar ne de bu konularda fazla bilgisi olan birisi değildir. Ancak bildiklerini, duyduklarını kayıt altına almaya çalışan amatör bir şahitlik emekçisidir. Belki de haddini bilmez bir müflistir. Bu yazı da onun gevezeliği sayılabilir. Hatası ve eksiği çok, tashihe muhtaçtır.
Yazının her aşamasında da araştırmacı, yazar, sayın Emin Altunbay (4) ve onun makalelerinden, akademisyen, ressam Prof. Erol Yıldır’dan (5) destek alınmıştır. Kendilerine ve bu yazı esnasında bana resim, fikir, bilgi aktaran bütün hemşirelerime duacıyım.
Hülasa bu yazı; caminin hakkındaki değişik bilgilerimizin ve tespitlerimizin unutulmadan kayıt altına alınması amacıyla yazılmaktadır. Kolektif bir emeğin ürünüdür. Camimiz ile ilişkili çok değerli bilgiler daha önce neşredilmişti. Tekrar olmaması için oradaki bilgiler genel olarak burada yeniden ele alınmamaktadır (6,7).
Giriş:
Çardak Beldesi sözlü anlatımlarda öğrenilebildiği kadarıyla 1850 ve 60’lı yıllar arasında Kafkasya, Çeçenistan’dan muhacir gelen 22 aile tarafından kurulmuştur. Bu aileler genel olarak Terek Nehri çevresi Çeçenlerinin özellikle Dovkur Oyl köyünün sakinleriydi. Bu yerleşim yeri şu an orijinal yerinden biraz farklı bir yere taşınsa da Rusya Federasyonu’na bağlı Çeçenistan Özerk Cumhuriyeti’nde Tolstoy Yurt adıyla geçmektedir. Buradan İngilizlere ait ticaret gemileriyle yola çıkmışlardır. Bu aileler genel olarak maddi durumu iyi, ticaretle uğraşan, değişik sanatkarlıkları olan nispeten kültürlü sosyal sınıftandılar. Kafkasya’dan gelirken yanlarında getirdikleri altın, gümüş, ziynet eşyaları, camdan veya değişik vasıflarda süs eşyaları, el yazması kitapları mevcuttu. Maalesef muhacirlerin getirdiği, camide muhafaza edilen Arap alfabesiyle yazılı eserlerin bir kısmı 1940’lı yıllarda harf İnkılabı çevresindeki uygulamalarda huruf-i arabinin yasaklandığı dönemde caminin önünde yakılarak yok edilmiştir. Bu eserlerden Gin Hacı’nın evinde o sırada okuduğu eserler ve itikaf odasının içinde bulunan duvar içi bölmeye tahta ve sıvalarla saklanarak imha edilmekten kurtulanlar kalmıştır.
Beldenin kuruluşu ile ilgili birçok sözlü anlatımlar mevcuttur. Muhacirler Kafkasya’yı terk ederken 21 yaşında Türkçe bilen ve din eğitimi almış genç bir mollayı (7) ve ailesini de yanlarında alarak gemi ile Samsun’a çıkmış, oradan değişik bölgelere giderek şu anki yerlerine iskan edilmişlerdir.
İlk yerleşen aileler o zamanın sosyal şartları, güvenlik ve benzeri beraber yaşama zorunluluğu sebebiyle evlerini sıralı olarak yan yana planlamışlardır. Aynı zamanda yerleşim yerinin en yakından başlamak üzere çevresindeki arazileri paylaşmışlar, buralarda bağlar, bahçeler, tarlalar oluşturmuşlardır. Bu ailelerin arazilerinin dizilimi, yan yana oluşu sahipliği ile ilişkili meseleler bakıldığında yerleşim yerini ilk oluşturan insanların mahiyeti anlaşılabilmektedir. Birçoğu birbirinin çok yakın akrabasıdır.
Bu dönem içerisinde ilk başta şu andaki caminin olduğu yerde de ahşap ve veya kagir küçük bir mescit yapılmış, yıllarca bu mescit kullanılmıştır.
Haddizatında o yıllarda zaten küçük ailelerin, küçük sosyal grupların sosyal çalkantıların savaşların olduğu dönemde ayakta kalabilmesi de mümkün değildir. Bu dönem; Musa Kundukov Paşanın öncülüğündeki Büyük Çeçen Göçünün daha başlamadığı dönemdir. Ancak yine de az ya da çok Kafkasya ile haberleşilebilmekte, zaman zaman da yeni muhacirler Osmanlı Devleti’ne katılmaktadır. Çardağa yerleşen bu insanlar her tarafa çağrılar göndermiş, hatta dönem dönem iklimin uygun olduğu zamanlarda atlılar göndererek öncelikle kendi akrabaları olmak üzere bütün çeçenleri buraya davet etmişlerdir. Kafkasya’ya benzeyen bu yere daha iyi hayat şartları için katılınılması talep edilmiştir. Haramiliğin, gaspın çok olduğu, etnik çatışmaların bulunduğu bu dönemde değişik bölgelere giden birçok muhacir çeçen aile bu çağrıyı duymuş ve devamında Çardak’ta toplanmaya başlamışlardır. Yıllar içerisinde yeni gelenlere sahiplenilmiş arazilerin dışındaki yerlerden arsalar ve geçimlik tarlalar verilerek bir sosyal düzen oluşturulmuştur.
Yerleşilen bu beldenin artık muhacirler tarafından yeni vatan olarak kabul edilmesi, sosyal durumun düzelmesi ve en önemlisi yeterli ekonomik, ticari altyapı ile nüfusun artmasıyla birlikte bir cami yapma ihtiyacı ve fikri belde sakinleri arasında kabul görmüştür.
Cami inşaatının yapılacağı sırada bölgede yoğun gayrimüslim nüfus da bulunmaktaydı. Özellikle Çardak beldesini güney tarafı Zeytun isimli büyük bir Ermeni yerleşim bölgesiydi ve bugünkü Elbistan, Afşin ilçe bölgeleri de hatırı sayılır hristiyan Ermeni nüfusu barındırıyordu. Genel olarak gayrimüslim oranı az değildi. Muhacirlerin bu gayrimüslim insanlarla da ilişkileri olmuştu. Aynı zamanda çatışmaları da.
Bu planlanan İnşaattan da ermeni ustaların haberi olduğu ve inşaat faaliyetine katılmak istekleri daha önceden bildirilmişti. Aynı zamanda Çardak’ta Ermenilerin yaptığı birçok başka bina da bulunmaktadır (8).
Bu bilgi artık beldede yaşayanların çevre yerleşim yerlerinde yaşayanlar tarafından tanındığı, yerleşik ve eşraftan kabul edildiği bir ortak yaşama süresine işaret etmektedir.
Hatta Gin Hacını’nın torunu merhum Ömer Genel’in anlatımıyla bir hadise şu şekilde geçmektedir.
Çardak beldesinin doğusunda bulunan bölgeden gelen bir yolcu grubu batıya doğru gitmekteyken beldeden geçer ve cami inşaatını görürler. O bölgede bu kadar büyük bir camiyi ve böyle büyük bir inşaatı faaliyeti beklemeyen yolcular hayret ederler, ilgilenirler ve sorarlar. Çalışan Çeçen işçilerden bir tanesi bu inşaatı Molla Ginhacı’nın yaptırdığını söyler (7).
Kafile yoluna devam eder bir müddet sonra onlara bilgi veren işçi nefes nefese onlara ulaşır ve onları geri çağırır. Kırmazlar ve dönerler. Geri geldiklerinde kızgın bir cemaat toplanmış ve cemaat huzurunda bir yanlışı düzeltme seremonisine şahit olurlar.
Yolculara bilgi veren çeçen amelenin söylediklerini bir belde sakini duymuştur ve köyde birçok kişiye haber vermiştir. Onlar da toplanarak ellerinde kamalarla kişiyi sıkıştırırlar ve söylediğinin yanlış olduğunu mutlaka düzeltmesi gerektiğini yoksa ona had uygulayacaklarını ifade ederler. Cemaatin şahitliğinde çalışan işçi yoldan giden yolculara
-Ben size yanlış söyledim bu camiyi Gin hacı Hacı Maksut yaptırmamaktadır. Bütün köyün hepsi beraber, birlikte yapmaktadırlar. Bu köyün kendisine ait bir camidir, hiç kimsenin değildir.
Diye yeniden bilgi verir ve ancak o zaman kişi selamete ulaşır.
Böylece cami inşaatı yapılırken çevre köylerde yaşayan insanların da ermeniler gibi Çardak’lıları tanıdığı onlarla ikili ilişkiler içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu da fakire göre en az ortalama 15-20 yıllık bir süre demektir.
Caminin bir rivayete göre 2 yılda bittiği, bir rivayete göre toplam inşaatının 6 yıl sürdüğü ifade edilmektedir.
Cami hakkında değişik tespitler:
1. Camii Boyutları
Dinimizde cemaat esnasında birinci safın namaz açısından değerliliği sebebiyle eski dönem camilerinde ilk safın en geniş olacağı şekilde camiler dizayn edilmiştir. Eski Selçuklu camileri, başka ülkelerde de benzer mimari şekiller tarafımızdan görülmüştür. Kuzey Kafkasya, Dağıstan, Çeçenistan da Hz. Ömer (r.a) döneminde sonra Derbent’e gelen ashab-ı kiramın ve kafkasya’ya yerleşen kureyşiler, şerif ve seyyidlerin etkisiyle eski İslam topraklarındandır. Bu nedenle eski kafkas camilerin çoğu enine geniş, uzunluğuna da kısadır. Çeçenistan’daki eski camilerin çoğu da böyledir. Çardak Merkez Camii de bu özellikleri taşımaktadır ve eni boyundan iki kattan daha fazla büyüktür.
Cami yapılması esnasında cemaatten ve çevreden bir takım İnsanların bu kadar büyük bir camiye ihtiyacı olmayacağı dolayısıyla gereksiz bir emek harcandığı yönünde itirazları ve şikayetleri de olmuştur.
Zikredilmesi gereken diğer bir konu; caminin giriş kapısı ve yandaki vakıf dükkanlarının olduğu bölüm sonradan eklenmiş olabilir. Bu arada, bu olmuş olsa bile muhtemelen caminin ilk yapıldığı 1800’lü yıllarda olmuştur. Çünkü 1900’lü yıllardan sonra böyle bir ekleme hiçbir aktarımda bulunmamaktadır.
Bizlere bu konuda ulaşan bir anlatı veya bilgi bulunmamaktadır. Ancak olabileceğini düşünmekteyiz. Bu tezin gerekçeleri şunlardır:
1.1. Bu bölüm caminin doğu taraf zemininden yaklaşık 1 metre kadar daha aşağıdadır. Bu rutin bir uygulama değildir.
1.2. Bu bölümün üst girişi sonradan eklendiğini düşündürecek şekildedir. Üst katın merdiveni caminin önünden çapraz üstten çıkmaktadır. Sıradan bir ilk planlamada böyle bir girişin ön taraftan, kapının üstünden verilmeyeceği düşünülebilir.
1.3. Caminin önünde nispeten bir ana yol kadar boşluk olmasına rağmen doğu tarafında çok dar bir yol kalmıştır. Sokağın karşı tarafındaki eski dönemde Güney Ailesine ait olan dükkanlar camiye çok yakın bir şekildedir. Bu sonradan genişletilmiş cami alanının etkisiyle olabilir.
1.4. Camimize benzerliği ile dikkat çeken Kamışcık Camii (madde 15) uygulamasında da minare dışarıda yapılmış olup, zemin kat çevresi taş ve benzer malzemelerle güçlendirilmiştir. Yerinin konumu da camiye göre aynıdır.
1.5. Büyük tadilat (madde 16.11) döneminde yapılan işlemlerde o dönemin cami imamı olan Sayın Süleyman Işık’ın cami tadilatı esnasındaki izlenimleri olmuştur. Hoca Beyin de ifadeleri bu yöndedir.
1.6. Büyük tadilat sırasında binanın yaklaşık dörtte biri veya daha fazlası yıkılmış, ancak hiç bir taşıyıcı unsur etkilenmemiş, hatta cami namaz alanı doğu iç duvarı olduğu gibi korunabilmiştir. Normalde ne kadar hassas davranılırsa davranılsın az yada çok bütünsel birleşik bir binanın temel dinamiklerinin bu kadar büyük bir müdahalede etkilenmesi beklenirdi. Tadilat işlerini yapan çalışanlar da sıradan bölgesel müteahhit ve işçilerdi. Fakire göre buradaki zararsızlığın nedeni; tadilatın hassasiyetindeki başarıdan değil, ayrı taşıyıcı sistemler ve ayrı kontrüksiyonel durumlardan kaynaklanan bir durum olmasındandır.
Hülasa bu ihtimalin olma olasılığı daha fazla olarak görülmektedir.
Doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
2. Cami Girişi Yönü
Ülkemizde ve genel olarak bölgemizdeki ılıman iklimlerde camilere arka kapıdan kıblenin karşısından, yani kuzey taraftan girilmektedir. Camii kuzeyi; üzeri örtülü, çevresi duvarlarla çevrilmemiş revaklar, saçaklar şeklinde dizayn olmaktadır. Böylece son cemaat alanları ya da cami kapalı olduğunda dahi kullanılabilir alanlar yapılmaktadır.
Kafkasya dağları ise yüksek ve daha soğuk bir bölgedir. Enlem olarak da ülkemizden daha kuzeydedir. Bu sebeple Kafkas mimarinin planlamasında kışın soğukluğuna, yüksek kar yağışına yönelik önlemler dikkat çekmektedir. Kafkasya’daki gördüğümüz birçok eski caminin giriş kapıları güneydoğudadır.
Fakir, artı olarak Çeçenistan Tolstoy Yurt Camiinde (9) hem girişin güneydoğudan caminin köşesinden olacak şekilde hem de aynı zamanda bu giriş alanında abdest alacak mekanlar oluşturulduğunu görmüştür. Devamında da buradan biraz arka tarafa olacak şekilde caminin içine yandan doğu taraftan giriş müşahede edilmiştir. Benzer özellikte başka tarihi camiler de mevcuttur.
Çardak Merkez Camimiz de orjinalinde giriş yeri güneyden ve doğu köşesine doğrudur. İçeriye girildikten sonra cemaatin ayakkabılarını bırakacakları raflar vardı ve namaz kılma alanı olan caminin iç ana bölümüne doğu tarafından girilmekteydi.
Bütün bunlarla birlikte caminin kuzey ve batı tarafında herhangi bir pencere veya kapı bırakılmamıştır. Bu da coğrafya ve iklimin kuzey kafkas mimarisine başka bir etkisidir (Çizim 1),
Caminin eski resimleri.
3. Camii Pencere Işık Artış Uygulaması
Çardak Camisinde güneye bakan pencerelerdeki ışıkla ile ilişkili duvar uygulamaları vardır.
Bu yine kış ve soğuk nedeni ile yapılmış bir uygulamadır.
Bu içerideki yanal ve aşağıya doğru duvar değişimi; ışığın ve ısının fazla alınması için yapılmıştır. Simetrik değildir. Pencerenin çevresinin çapraz şekilde inceltilmesi kış güneşi dikkate alınarak ölçümle yapılmıştır. Özellikle ikindin namaz vakti ve akşam ışığı için pencere iç doğu tarafı daha fazla olmak üzere pencere duvarı açıklığı içeri doğru büyümektedir. Aynı şey pencerenin alt tarafında da vardır ve açıklık aşağıya doğru yaklaşık yarım metre kadar uzatılmıştır.
Bu uygulama için söylenmesi gereken şey şudur. Bilindiği kadarıyla Çardak Merkez Camisi’nin temel taş işçiliği ve duvarları Ermeni ustaların da içinde olduğu bir grup tarafından yapılmıştır (8). Bu güneş ışığından daha fazla faydalanma amaçlı bu uygulama Kafkas, Çeçen, İnguş, Ermeni ya da daha anonim bir kültüre ait olabilir. Bu uygulamanın mimari özelliği ve hangi kültüre ait olduğu ile ilişkili bilgimiz bulunmamaktadır.
Camimizin mimari ve sanatsal açıdan benzerlikler taşıdığı beş kilometre yakındaki komşu Çerkez köyü olan Kamışcık Camiinde de bu uygulamaya yakın bir şekil görülmüştür. Buradaki açılanma sadece pencere alt bölümünde vardır. Pencere yan duvar taraflarında bulunmamaktadır.
Bu da bize genel bir Kafkas halkları uygulaması olabileceğini düşündürmektedir.
Bu uygulamanın yapıldığı herhangi bir bina da Kahramanmaraş ilimizde bizler tarafından görülmemiştir ve bilinmemektedir.
4. Camii Odası
Cami aynı zamanda toplumun birleşme yeri olduğu için dışarıdan girilen ayrı bir mekan oluşturulmuştur (Çizim 2).
Bu yer camii odasıdır. Birinci katta dükkanların üstündeki doğu taraftadır. Buranın girişi cami kapısının batı tarafından başlayan ana kapının üstünden de geçecek şekilde yukarıya doğuya doğru merdivenle girilmekteydi .
Burası zaman içerisinde öncelikle medrese, okul, toplantı yeri, çayhane gibi birçok farklı amaçlarla kullanılmıştır. Çardak nahiyesi ilk kez belediye olduğunda da burası ilk belediye binası olarak kullanılmıştır. Odanın arka tarafı ve Cami minaresinin boşluğu ile olan ilişkisi tam olarak hatırlanamamıştır. Çizilen krokilerde de 1. kat en kuzeydoğudaki bu alan belirsiz bırakılmıştır.
Muhtemelen arkada boşluk bir alan bulunmaktaydı. Bu konuda fakirde net kesin bir kanaat oluşmamıştır. Ancak Cami odasının arkasının düz bir hat olduğu nettir. Odanın güney batısında cami asma katının ön tarafındaki itikaf odasına açılan bir de iç kapı olabilir. Burası daha sonradan kapatılmıştır (Çizim 5).
Fakir, burada ilk kuran eğitimini 1970’li yıllarda almıştır. Daha sonradan 1998’li yıllarda yapılan kapsamlı tadilatlarda bu alanın girişi cami kuzeyinden verilmiştir. Bir iç oda mahiyetindedir.
5. Camii Minaresi
Müellifin minareyi anlatabilmesi için minarenin temel yapısal parçalarını okurla aynı dil için paylaşması gerekmektedir.
Caminin orijinal minaresi tahta işçiliği ile yapılmıştır.
Kafkasya’dan gelen muhacirler cami yapılacağı zaman bir büyük ağaç seçmişler ve bu ağacı minarenin ana direği olarak kullanarak genel yapıyı planlamışlardır. Seçilen bu büyük ardıç ağacı hiç yerinden sökülmemiş ve direkt üzerine minare monte edilmiştir. Bu Minare 1960’lı yıllara kadar korunmuş. Bir dönemde tahtaların çürümesi veya eskimesi sebebiyle bir dönem eski minarenin belirli bölümlerinin üzeri çinko ile kaplanmış olabileceği de bazı sakinler tarafından ifade edilmiştir. Yine 60’lı yıllarda bu minare yıkılarak kaldırılmış sonra 1976’da yeni minare yapılmıştır.
Yeni minare resimleri:
Çardak Merkez Camii’nin orijinal minaresi aynı zamanda binanın bir parçası olan iki adet dükkanın da yapıldığı ve güneydoğu’dan giriş alanının olduğu yerdeki bölüme, duvarların içine, dükkanların kuzeybatı tarafına olacak şekilde yerleştirilmiştir. (Çizim 1). Orijinal minare caminin içerisindedir. Girişi de caminin içerisindedir. Zemin katta ayakkabılıkların olduğu ana giriş alanının arkasında bulunan tahta bir kapıdan geçilerek minareye ulaşılmakta ve oradan çıkılmaktadır.
1975’li yıllarda tahta minareyi yıkıldıktan sonra zeminden minarenin girişi olarak olan bölüm bir dönem cami odunluğu olarak kullanılmıştır.
Madde 1’de de izah edildiği gibi belki de cami minaresi camiye bitişik olarak planlanmış da olabilir. Eğer caminin yanındaki vakıf dükkanları ve üstündeki cami odası; caminin yapılışından çok da uzun olmayan bir süre sonra eklendi ise minarenin başlangıçta camiye bitişik ve dışarıda olduğunu düşünmek yanlış da değildir. Makalenin içerisinde ileride sıkça izah edileceği üzere ilk yapı model olarak Kamışcık Camii’ne benzer şekilde yapılmış olabilir. Bu ihtimali dışlayamıyoruz ancak ispat da edemiyoruz.
Minaremizin diğer bir girişi de caminin içerisindeki balkonlu cemaat alanındaki merdivenin çıkış yerinin hemen sol tarafından oluşturulmuştur. 1970’li yıllarda minareye buradan da çıkılmaktaydı (çizim 2).
Minare çok yüksek olmayıp ana ağacın çevresine eklenmiş merdivenlerle yukarı çıkılacak şekilde dizayn edilmiştir. Minarenin zemin katta gövdesi tahta ana iskelet çevresine tahkimatla yapılmış taşlardan güçlendirilmiş bir yapı destek sistemine sahipti. Temelden zemin katı boyunca bu yan salınımları engelleyen taş destek sistemi ana minarenin kürsüsünü çevrelemekteydi. Bu sistemin dış tarafı ise caminin ana duvarlarının içerisindeydi (Çizim 1,2).
Binanın çatısına yapılan ‘‘durna’’ adı verilen tahtadan çatının içerisinden yukarıya çıkmakta ve durnanın bütünlüğü içerisinde bulunmaktadır (çizim 3,4).
Minarenin görünüş olarak osmanlı mimarisine benzememektedir. Temel olarak pabuç ve gövdenin belirli bir bölümü bina içerisine saklandığı için zaten dışarıdan görülmemektedir. Ancak şerefesi gövdeden yaklaşık yarım metrelik bir çapraz genişleme ile gövdenin üzerine oturtulmuştur. Çeçenlerin kendi dillerinde ‘’büstum’’ dediği sanatsal tahta uygulamaları ile şerefe balkonu bezenmiştir. Aynı tahta uygulamalar halen Çardak’ta bulunan eski evlerin balkonlarında da mevcuttur.
Şerefe, yaklaşık birer metrelik boşluklarla şerefenin üzerindeki saçağa dikey kalaslarla bağlanmıştır. Minare şerefesinin saçağı 360 derece dönerek şerefeyi yağıştan korumaktadır. yaklaşık balkonundan 20-30 cm kadar daha geniştir. Gövde ve petek arasında da çap farkı bulunmaktadır. Petek saçağın üzerinden de yaklaşık 1- 2 metre kadar yukarı kadar çıkmaktadır. Külah ise direkt bir açıyla değil daha oblik bir şekilde yuvarlağa yakın bir şekilde yukarıya doğru daralarak açı oluşturmuştur.
Alem ise klasik olarak ay yıldız şeklindedir.
Bölgemizde benzer özellikleri taşıyan bir başka minare daha bulunmaktadır. Çardak eski minaresine yapısal özellikleri benzemektedir. Bu minare caminin içinde değil dışındadır. Halihazırda da ayaktadır. Kamışçık Köyü Camii.
Aynı ustalar tarafından yapılmış da olabilir. Bu konuda herhangi bir bilgimiz bulunmamaktadır.
Bu konu önemine binaen madde 15 de ayrı olarak da ele alınmıştır
Minarenin bu yapısal özellikleri ayrı bir araştırma konusu olup Orta Asya, Kafkasya, Memlüklü ve Safevi minareleri ile karşılaştırılarak mimari olarak ve sanat tarihi açısından değerlendirilmelidir. Fakir bu konuda herhangi bir uzmanlığa sahip değildir.
6. Camii Tahta İşçiliği
Maalesef bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla Kafkasya’da bulunan eski camilerin Sovyetler döneminde tahrip edilmesinden dolayı camii tahta işçilikleri tarafımızdan görülememiştir ve belki de tümüyle tahrip edilmiştir.
Fakirin aksi ispat edilene kadar naçizane iddiası şudur.
Bu camii Kafkasya, Çeçenistan doğumlu, oranın kültürü ile büyümüş, oradan estetik, ustalık, görgü ve hayata ait her şeyi öğrenmiş insanların başka bir kültürden etkilenmeden kendilerine ait olanlarla yaptıkları bir eserdir.
Yapılırken vatanında olanlardan tek farkı Çeçenistan da olmamasıdır.
Çardak Merkez Camii belki de Kafkas Çeçen Camii mimarisinin dünyadaki tek örneğidir.
Bu çok değerli bir önermedir.
Bu çok değerli bir bilgidir.
Sahiplenilmelidir.
Bütün Çeçen&İnguşlar tarafından bilinmelidir.
Tüm anavatana ve diasporaya anlatılmalıdır.
Tarihi, sanatsal, teknik, dini özellikleri kayıt altına alarak korunmalıdır.
Hem sanatsal açıdan hem de Çeçen toplumu açısından çok daha önemli bir yere taşınmalıdır.
Bu da bizlerin boynunun borcudur.
Konumuza geri dönersek;
Madde 15’te ayrı bir bölüm olarak da ele alınan mesele tahta işçiliğinde de mevcuttur. Bildiğimiz kadarıyla benzer uygulamalar Çardak çevresinde bulunan Fındık, Anzorey (Kargabükü), Kamışçık ve Soğucak köylerinde olmak üzere toplam beş camide bulunmaktadır.
Mezkur Kafkas kökenli köylerden,
6.1.
Soğucak Köyü Camii;
Tahta işçilikleri müşahede edilememiştir. Caminin birçok tanıklıkla tahta işçiliklerinin benzer tip ve aynı usulde olduğu anlatılmaktadır. Ancak minberin giriş kapısının üzerinin fotoğrafı mevcuttur.
6.2.
Fındık Köyünün Camii;
Minberi ve diğer tahta işçilikleri müşahede edilememiştir. Sadece kürsüsünün bir resmi mevcuttur. Geri kalan ahşap işçiliğinin ne olduğu, korunup korunamadığı ile ilgili malumatımız bulunmamaktadır. Camii kürsüsündeki yoğun işçilik dikkat çekmektedir. Bu da o zamanlar Çerkezlerin üst sosyal sınıfından ve aynı zamanda zengin bir köy olan Fındık sosyolojisi ile uyuşmaktadır. Caminin birçok tanıklıkla tahta işçiliklerinin benzer tip ve aynı usulde olduğu anlatılmaktadır.
6.3.
Anzorey Cami;
Kargabükü yeni adıyla Anzorey mahallesinin camisi yıllar önce yıkılarak yeni cami binası yapılmıştır. Eski binadan sadece minberi korunarak yapılan yeni camiye taşınmıştır. Halen kullanılmaktadır.
6.4.
Kamışcık Cami;
Mimari tipi, taşıyıcı sistemlerin dizaynı, iç asma katı, minaresi, bütün ahşap işçilikleri, minberi, kürsüsü v.s. tereddüt göstermeyecek şekilde aynı usul ve ustalık ürünüdür. Madde 15 te bu yapı daha kapsamlı ele alınacaktır.
Akla hemen gelen soru bu beş yerleşim yerindeki mimari, tahta oyma ve işleme sanatının kime ait olduğu ile ilişkilidir.
Bu konuda da beş ana fikir yerel sakinlerce dile getirilmektedir.
Bunlar;
6.5.1. Ermeni ustaları tarafından yapıldığı ve Ermeni sanatı olduğu
6.5.2. Memlüklü sanatının bir uygulaması olduğu
6.5.3. Kafkasya’nın geneline ait bir usul olduğu
6.5.4. Yerel bir uygulama olduğu öylesine yapıldığı, bir özelliği bulunmadığı
6.5.5. Sadece Çeçenlerin uyguladığı bir sanat ve mimari olduğu şeklindedir.
Makalenin sahibi fakirin bu konudaki düşüncesi ise tekraren bu sanatsal uygulamanın Çeçenistan’dan gelen bir görgü, ustalık ve sanatsal uygulama şeklinde olduğudur (6.5.5).
Bunun nedenleri şu şekildedir.
6.6.1.
Bu sanatsal uygulama Kahramanmaraş’ta ve çevredeki hiçbir ilde, ilçede tarafımızdan görülmüş değildir.
6.6.2.
Bu beş köyde görülmesi Çardak merkezli bir atmosferde yapıldığını düşündürmektedir. Zaten beldemiz; bu diğer dört köyün coğrafi ve hayata ait her şeyde merkezindedir. O yıllarda (1860-1880) Çardak kasabasının içerisinde güçlü bir çarşı vardı. Köşker, marangoz, dülger, nalbant, demirci, semerci gibi birçok farklı meslek grupları 100 yıla yakın bir süre boyunca çardakta çok aktiftiler. Birçok usta burada yetişirdi. Zanaatlarını, sanatlarını icra ederlerdi. Çevrede bulunan köyler ise nispeten daha az nüfusa sahip birer küçük karye şeklindeydiler. Bu beldelerde olan insanlar ihtiyaçlarını, eğitimlerini, her türlü ustalık hizmetlerini gelip Çardak’tan almaktaydılar. Dolayısıyla çevre köylerdeki sanatsal yapıların da Çardaklı ustalar tarafından yapıldığını düşünmek doğru olur. Kargabükü köyünde yaptığım sohbetlerde kendi camilerinin işçiliğinin Çardak ya da Korkmaz’dan gelen ustalar tarafından yapıldığının söylendiğini tarafıma ifade etmişlerdir.
6.6.3.
Öncelikle ve en önemli şey Çardak merkez Camisinin tahta işçiliğinin kimin tarafından yapıldığı bilinmektedir. Mertekler, tavan, ters tavan, sütunlar, minber ve üst balkon bölümünün çevresinde bulunan tahta işçiliği halihazırda büyük Çardaklı bir aile olan Erdoğan soy isimli ailenin dedelerinden olan Abdülmuttalip Erdoğan’ın babası Camırza isimli usta tarafından yapılmıştır. Bu bilgi sarihen Çardaklı insanlar tarafından bilinmektedir (10).
6.6.4.
Diğer taraftan minberin üzerinde Arapça ‘’amil-i Muhammed 1303’’ yazılmaktadır. Madde 7’de minber ele alınmıştır.
Bu ifade; daha çok bir imzayı düşündürmektedir. Eski ustalar yaptıkları eserlerin üzerine bu benim eserimdir şeklinde isimlerini yazmaktaydılar. Yazıda anlatılan, bu üretim; ‘’Muhammed’in işi, imalatı’’ anlamında da olabilir. Ancak Muhammed ismi de bir mahlas olabilir. Doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
6.6.5.
Tahta işçiliğinin desenleri Çeçen sanatının tipik örnekleridir.
6.6.5.1. Kafkas Çeçen, İnguş, Dağıstan keçe sanatında da görülmektedir (11).
6.6.5.2, Eski Kafkas Çeçen elbiselerinde bulunan çeçence ‘’Tikma’’ (çoğul: ‘’Tikmanaş’’) denilen elbise üzerinde altın veya gümüş iplik ile işlenmiş desenlerde de bulunmaktadır.
6.6.5.3. Eski Çeçen evlerinde bulunan ailelerin yaptığı değişik çeçence ‘’büstum’’ dedikleri ev süslemelerinde bulunmaktadır.
6.6.5.4. Eski Çeçen evlerindeki bulunan tahta balkon ve ev içi desen işlemelerinde bulunmaktadır.
6.6.5.5. Çeçenistan’da bulunan islam öncesi kaya mezarları ve islam dönemi mezar taşlarında ve Çardak mezar taşlarında benzerleri bulunan desenlerdir.
6.6.5.6. Bu ve benzeri motifler halen daha sonra Çeçenistan’da birçok yerde kullanılmaktadır.
6.6.5.7. Çeçenistan’da yaşayan, sanatla iştigal eden insanlar da bu ve buna benzer motifleri Çeçen halk sanatının birer unsuru olarak sahiplenmektedirler (12).
6.6.5.8. Çerkez ve Çeçenler birbirine çok yakın coğrafyadaki akraba halklardır. Birçok yönden birbirlerine benzemektedirler. Muhacerat kaderleri de beraberdir. Cami işçilik uygulamalarının da birbirine yakın olma ihtimali yüksektir. Ancak Çeçenlerin daha eskiden islamiyeti kabul etmiş bir halk olmaları ve cami ile ilişkili birikimlerinin baskın olması sebebiyle Çerkez toplumu tarafından da onların bezemelerinin benimsendiği ve onların da sanatlarını etkilediğini düşünmek doğru olabilir. Hatta Anzorey köyünde bazı grafiklerde Çerkezlere özgü uyarlamalar da (madde 7.3) mevcuttur.
Kahramanmaraş 2023 depremlerinde ahşap işçiliklerinden camii tavanının bir kısmı ve iç balkonun bir kısmı depremden zarar görmüştür. Belde Sakinleri tarafından kışın yağış ve açık havadan zarar görmemesi için bir miktar tamirat yaptırılmış, kar ve kıştan korunmuştur. Deprem sonrası kısa süre içerisinde kamyon brandası ile caminin üzeri kapatılmış, bir kış geçtikten sonra brandanın yıpranması üzerine metal çatı tekrar yapılmış, bazı ahşap unsurlar orijinal malzemelerle düzeltilerek cami ihya edilmeye çalışılmıştır. Bu camiamızın ve hemşerilerimizin bu eserin öncelikle dini vasıfa sahip olması ve değerini bilmesi sonucu olmuştur. Hemşerilerimiz tarafından yapılan tadilat işlemleri caminin kültür varlığı olarak tescilinden sonra durdurulmuştur. Halen Kültür Bakanlığı çalışmaları beklenmektedir (13).
7. Cami Minberi
Muhtemelen caminin duvarları yapıldıktan sonra ergonomik olarak caminin büyüklüğüne uygun bir şekilde planlanarak yapılmıştır. Üzerinde Çeçen ahşap sanatının çok güzel uygulamaları mevcuttur.
Minberin yan duvarının ortasında;
‘’Maşaallah
Amili Muhammed
1303’’ (Hicri)
yazılmaktadır.
Minberin giriş kapısı ve çevresindeki bazı tahta uygulamaları zaman içerisinde küçük tamiratlar görmüştür.
Mezkur Kafkas kökenli köylerden,
7. 1. Soğucak Köyü Minberi
Müşahede edilememiştir. Ancak minberin giriş kapısının üzerinin fotoğrafı mevcuttur.
Minberinin benzer tip ve aynı usulde olduğu anlatılmaktadır.
7. 2. Fındık Köyünün Minberi:
Müşahede edilememiştir. Minberinin benzer tip ve aynı usulde olduğu anlatılmaktadır.
7. 3. Anzorey Cami Minberi;
Kargabükü yeni adıyla Anzorey mahallesinin camisi yıllar önce yıkılarak yeni cami binası yapılmıştır. Eski binadan sadece minberi korunarak yapılan yeni camiye taşınmıştır. Diğer tahta işçilikleri yok olmuştur.
Bu minberde daha sonradan fabrikasyon bir boya ile boyanarak orijinalliğini kaybetmiş olsa da halen ayaktadır. Aktif olarak caminin içinde kullanılmaktadır.
Buradaki işçilikte Çardak Camisinde görülmeyen biraz daha farklı motifler olsa da yapılış tekniği ve genel uygulamalar açısından benzerlik çok fazladır. Fakir, bu konuda bilgi sahibi değildir ancak, farklı Çerkez boylarının kendilerine özel simgelerinin olduğu duymuştur. Belki de buradaki merdiven trabzanında bulunan figürler böyle bir ayrı anlam içeriyor olabilir. Bu meseleye vagif Kafkas Çerkez kültür araştırmacılarının bizleri bilgilendirmesi ile öğrenebiliriz.
7. 4. Kamışcık Cami Minberi:
Çardak merkez Camii Minberine çok daha fazla benzemektedir. hatta bir iki ufak detay hariç aynı gibidir.
Bu minberde zanaatkar, sanii imzasını bırakmamıştır.
Ayrıca eski döneme ait sayın prof. Erol Yıldır bey tarafından da çekilmiş orijinal bitkisel boyalı fotoğrafları da mevcuttur.
8. Cami Kitabeleri
Camiye ait iki tane taş kitabe bulunmaktadır. Birincisi şu an 1990’lı yıllarda orijinal mihrabın yerine yapılmış betonarme mihrabın üzerinde duruyor. İkinci kitabe ise 1970’lü yıllarda yapılmış minarenin içerisine cami cemaatinden Sayın Emin Altunbay tarafından dış etmenlerden korunacak şekilde sarılarak muhafaza altına alınmıştır. Bu makale yazılırken yeni yapılmış minarenin taş kürsüsünün içinde muhafazada idi.
Bu taş kitabeler Genel Ailesinin büyüklerinden Gin Hacı Maksud’un kardeşi Ömer Genel tarafından Hicri 1303 (Miladi: 1885) yazıldığı bildirilmiştir (14).
8. 1. Birinci Kitabe:
‘’Bismillahirrahmanirrahim
Etdunya saatün vecealhe taatün
Ya Allah
Ya Muhammed (s.a.s)
Maşallah
1302 ✴️ ‘’ (hicri tarih)
yazılmıştır.
Kitabede geçen ifade ‘’Etdunya saatün vecealhe taatün’’ bir kelam-ı kibardır. Dünyanın ömrü kısadır. Onu da Allah’a itaatte sarf et. anlamına gelir (15).
Caminin iki kitabesi ve minber üzerinde bulunan tarih arasında bir yıllık fark vardır. Hicri 1302 ve 1303 şeklinde.
Bunun bazı muhakkikler tarafından her ne kadar yanlış yazıldığı ifade edilse de fakir, cami inşaatının bir rivayette 2 yıl, bir başka rivayette 6 yıl sürdüğünden bahisle inşaatın devam ettiği ya da tamamlandığı zaman aralığındaki iki ayrı zaman içerisinde bu eserlerin bitirildiğini dolayısıyla sanatkarların böyle nakşettiğini düşünmüştür. Her sanii kendi amelinin bitiriş zamanını yazmıştır. Böylece bu tenakuz sahih bir yere oturur.
8. 2. İkinci Kitabe:
‘’1303 ✴️ (hicri tarih)
إذا رأيتم الرجل يتعاهد المسجد ، فاشهدوا له بالإيمان . فإن الله يقول : إنما يعمر مساجد الله من آمن بالله واليوم الآخر’ ،
“Mescide giden bir adam gördüğünüzde onun imanına şahit olun. Allah şöyle buyuruyor: Allah’ın mescitlerinde ancak Allah’a ve ahiret gününe inananlar oturabilir.”
Hadisi şerif senedi ile
وعن أبي سعيد الخدري رضي الله عنه ، قال : قال رسول الله – صلى الله عليه وسلم – : ( إذا رأيتم الرجل يتعاهد المسجد ، فاشهدوا له بالإيمان . فإن الله يقول : إنما يعمر مساجد الله من آمن بالله واليوم الآخر ، رواه الترمذي ، وابن ماجه ، والدارمي .
yazılmıştır.
Burada mescitler ve onların insanla ilişkisi üzerine olan hadis-i Şerif yazılmıştır. Ancak yıllara bağlı olarak bazı yerlerde tam okunamayan bu metin üzerinde biraz daha çalışmak gerekmektedir (16).
9. İtikaf Odası
Caminin balkonlu doğu tarafında ve güneyde pencereler mevcuttur. Bunlar camii odasına açılmaktadır. Güney de ise küçük bir pencere daha vardır. Burası cami odasına açılmamaktadır. İtikaf odasına açılmaktadır.
Daha önceden bu pencerenin olduğu bölümde küçük bir çevresi tahta ile çevrilmiş alan olduğu ve buranın itikaf amaçlı kullanıldığı bildirilmektedir (Çizim 2). İbadet alanının öne uzayan balkonlu bölümü buraya denk gelmektedir. Özellikle Gin Hacı Maksut’un (5) burada arkadaşlarıyla birlikte itikafa girdiği bilinmektedir (17). İtikaf odası daha sonradan kaldırılmıştır (Çizim 5).
Çardak Cami cemaatinden Sayın Abdurrezzak Özdil’in anlatımı ile bu oda hakkındaki bilgilerimiz artmıştır. 1990’lı yıllarda yapılan tadilatlarda burada bulunan tahta oda kaldırılmış ve o esnada odanın Doğu tarafında bulunan duvardaki üzeri kapatılmış, arkasının boş olduğu anlaşılan alan da açılmıştır. Bu gizli bölme gibi olan dolaptan büyük olasılıkla Çardak’ın kuruluşundan sonra gelen Hasi Molla isimli din adamının (6) olduğu düşünülen kitaplar bulunmuştur. Bu kitapların hurufi arabi’nin yasaklandığı döneme ait koruma amaçlı yapılmış gizli bir bölme olduğu düşünülmektedir. Burasının yan tarafa, camii odasına geçen kapı yeri de olabileceği büyüklüğünün ve şeklinin buna uygun olduğu bildirilmiştir.
1980’li yıllarda asma kattaki bu oda cami hoparlöründen cihaz ile ezan okuma yeri olarak da kullanılmıştır.
10. Tavan Askı Makarası
Caminin elektrik beldemize gelmeden önce aydınlatılması için löküsler ve kandiller kullanılıyordu. Cami tavanında bulunan makaraya bağlanan iplerle bu cihazlar yukarı çekilerek aydınlanma yapılmaktaydı. Halen caminin içerisinde o dönemden kalma makaralar ve izler bulunmaktadır.
11. Cami Kürsüsü
Mihrabın sol yanında bulunan Cami kürsüsü estetik olarak duvara tutturulması, merdiveninin son derece yer kaplamayan özelliği ile çok dikkat çekici vasıftadır. Sonradan ne zaman olduğu bilinmeyen bir şekilde bu harikulade merdiven basamakları tahrip edilerek yok edilmiştir. Bu elim hadisenin kimin tarafından yapıldığı bilenmemekte olup bütün camii cemaatini ve tarihi eserlere değer veren hepimizi çok derinden üzmüştür. Orijinal haliyle ihya edilmesi temennimizdir. Duamızdır.
Aynı zamanda kürsünün her iki tarafında bulunan çam kozalağı şeklindeki süslemelerde camimize özeldir.
Cami kürsüsü süs kozalaklarından batı tarafta olan daha önce kırılmış ve cami cemaatinden sayın Emin Altunbay tarafından zarar görmüş ve dağılmış parçaları tamir edilerek yerine takılmıştır.
Kamışcık Camii Kürsüsü de benzer şekilde Çardak Cami Kürsüsüne benzer olarak tarafımızdan görülmüştür.
Fındık Cami Kürsüsü resmi de harikulade işçiliği ile dikkatimizi çekmiştir.
12. Cami Mihrabı
Cami mihrabı ön duvar ortasında küçük ve mütevazi bir oyuk şeklinde idi.
Dışarıdan bakıldığında duvarın dış tarafına herhangi bir etkileşimi olmayan bir iç girinti şeklindedir. Daha sonra 1990’lı yıllarda tuğla ve beton ile geniş ve büyük bir mihrap yapılarak orijinal eser tahrip edilerek, değiştirilmiştir. Bu sonradan yapılan mihrabın orta üzerine de cami kitabesi sıva, harç ve piyasadan tedarik edilen fayansların arasına yerleştirilmiştir. Mihrap 2023 Kahramanmaraş depremlerinden zarar görmüştür.
Orijinal mihrap uygulamasının benzeri Kamışcık Camii’nde de mevcuttur.
13. Cami Vakıf Dükkanları
Çardak Merkez Camimizde giriş kapısının sağ tarafında birisi olmak üzere köşede, diğeri doğu tarafında arkaya doğru 2 adet de vakıf dükkanı vardır. Bunlar caminin hizmetleri için gelir elde elde etmek için kullanılmıştır.
Fakir de, bu dükkanların kasap olarak kullanıldığını hatırlamaktadır. Tarihsel süreç içerisinde belde de; yukarıda yeni mahalleler oluşması, 1960’lı yıllarda Karayolları Müdürlüğü tarafından Korkmaz tarafından gelen ve Ericek tarafına giden yolun yapılarak anayol olması, daha sonradan belde merkez alanının yukarıdaki eski mezarlık çevresinde oluşması, sonuçta da cami çevresinin nispeten merkezi çarşı özelliğini kaybetmesi nedeniyle dükkanlar artık değerliliğini kaybetmiş ve kullanılmaz olmuşlardır.
Cami vakfiyesine ait dükkanlar resmi kayıtlarda da mevcuttur (6).
14. Cami Önü Ahşap Vakfedilmiş Dükkanlar
Güney tarafta 6 adet ahşaptan yapılma ve mülkiyeti camiye ait kiralık dükkanlar mevcuttu. Bunlar 1950 li yıllara kadar carii idi. Sonradan yıkılarak kaldırmışlardır (Çizim 6).
15. Çevre Çerkez Köyleri ve Kamışcık Camii
Makalemizin konusu Çardak Merkez Camii olmakla birlikte makalenin odak noktasının dağılması riskine rağmen mezkur beş camideki benzerlik ayrı bir başlık altında değinilmeyi gerektirmiştir. Camimizin bütün yönleriyle incelenmesi esnasında bu benzerlik değinilmeden geçilebilecek bir vasıfta değildir. Kayıt altına alınmalı ve başka muhakkiklerin dikkatine sunulmalıdır.
Makalemizin 6. ve 7. maddelerinde tahta işçiliklerinden bahsettiğimiz dört adet köyün camilerinde Çardak Merkez Camimize benzer uygulamalar mevcuttur.
15.1.
Soğucak köyündeki minberin başlığına ait bir resim.
15.2.
Fındık köyündeki cami kürsüsü resmi.
15.3.
Kargabük köyündeki minber halen yeni caminin içindedir.
15.4.
Kamışcık Köyü; Çardağa beş kilometre yakınlıktaki bir Kafkas Çerkez göçmen köyüdür. Camii, diğerlerine göre nispeten korunmuştur.
Mimari planlaması, minaresi, iç tahta işçilik uygulamaları, minberi, mihrabı, kürsüsü ortak kültürün ürünlerindendir.
Kamışcık Camii 1950’li yıllarda orijinal yerinden yol kenarına, yaklaşık 100-150 metre güneye taşınmış, eski cami yıkılmış, yeni bir cami yapılmıştır. Cami içindeki birçok malzeme yeni yapılan binaya taşınmıştır. Muhtemelen eski binanın aynısı yapılmıştır. Daha sonradan yapılsa bile aynı ortak kültürün izlerini taşımaktadır. Eski camii yıkıldığı zaman minaresi bir dönem eski yerinde kalmıştır.
Daha sonradan cami minaresi de sökülerek şu andaki bulunduğu yere taşınmış, yeniden monte edilmiştir. Görgü tanıklarının anlatımlarına göre yere bir çukur kazılarak bizim ‘’hezen’’ dediğimiz çok büyük, düzgün ağaç yere gömülmüş ve üzerine tekrar monte edilmiştir. Minarenin camiye göre yeri de Kafkas mimarisinde olduğu gibi yine kuzeybatı köşesinde yapılmıştır.
Bir kat kadar da minarenin çevresine taş bir duvar örerek minare ana gövdesi hem dış etmenlerden korunmuş hem de yatay salınımlardan korunacak şekilde yapı sağlamlaştırılmıştır.
Daha sonra da aynı Çardak Merkez Camisinde olduğu gibi caminin kuzeybatı köşesine ikinci bir taş minare yapılmıştır.
Bu taş minare de benzer şekilde 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yıkılarak camiye zarar vermiştir. Çevre ve Kültür Bakanlığı tarafından da buraya tarihi eser statüsü verildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Eski orijinal minare halen ayaktadır.
Camiinin önceki ve sonraki dönem fotoğrafları mevcuttur.
Ancak Ağustos 2024 itibarıyla caminin içler acısı hali ve tarihi eserlerin usulüne uygun olmayan şekilde değişik yerlerde görüntülenmesi bizleri çok üzmüştür.
İnşallah kısa süre içerisinde sahiplenilerek gerekenler yapılır.
Bizleri Kamışcık Camii ziyaretimizde misafir ederek canı gönülden misafir eden Çerkez camiasının çok değerli ismi, Kamışcık’lı Thamade, Sayın Nadir Yamaç ağabeyimizin katkılarını da ifade etmemek emeklerine saygısızlık olur. Fakire oldukça değerli bilgi ve belgeleri ile destek olmuştur. Müteşekkirim.
16. Camiye Yapılan Yıllar İçindeki Ekleme ve Değişikliklerin Mahiyeti ve Yılları
16. 1. Camiye tahtadan bir çatı (durna) yapılması:
Tarih bilinmiyor. Cami ilk yapıldığında üzerinin toprak dam olduğu bilinmektedir. Durnanın sonradan yapıldığı eski anlatımlarda geçmektedir. Bu konuda binanın çatısında yapılan incelemelerde de bu anlaşılmaktadır. Ancak kesin bilgiye sahip değiliz.
16. 2. Tavan ve Çatı:
Camimizin tavanında ters tavan bulunmaktadır.
Değişik tadilat işlemleri esnasında ters tavanın üzerinde genel olarak kamalak ve en çok da ardıç ağaçlarından oluşmuş mertekler vardır. Bunun üzerinde çok sıkı uygulanmış tahta çapkı (balta ile yarılarak oluşturulmuş tahta parçaları) uygulaması,
onun üzerinde kalın geniş ot sapları uygulaması, onun üzerinde çamurdan bir katman ve üzerinde de tekrar sert sıkıştırılmış toprak uygulaması vardır. Üzerinde de çatının temel ağaçları köşe dingilleri olacak şekilde yerleştirilmiştir.
Metalik çinko çatı uygulaması 1955 yılında yapıldığı belde sakinlerinden Sayın Abdurrahman Güney’in ifadelerinde geçmektedir. 1943 doğumlu Çardaklılar tahta çatıyı hatırlamaktadırlar.
16. 3. Çatıda bulunan yangın emareleri:
Tarihi bilinmiyor. Ama muhtemelen bu dönem aynı zamanda caminin çatısına metal çinko çatının yapıldığı 1955 yılı çevresinde belki de yangın nedeniyle böyle bir değişiklik olduğu düşünülebilir.
16. 4. Arka parsellerin camiye katılması:
Caminin ilk yapıldığı yıllarda abdest almak veya tuvalete ihtiyacı ile için camiye yaklaşık 140 metre doğu civarında bulunan Taşpınar çevresi tuvalet ve abdest için kullanılıyormuş. O dönemde burada düzenli akan bol suyu olan dere ve tuvaletler de mevcutmuş. 1970’li yıllarda fakir de Taşpınar’ın karşısındaki umumu açık kamuya ait tuvaletleri hatırlamaktadır. Yani bilindiği kadarıyla fiilen caminin şadırvanı, tuvaleti ve müştemilatı yokmuş.
Bu dönemde caminin arkasında eskiden ince bir yada iki metrelik yürüme yolu vardı (Çizim 5).
Bu ince yolun arka yani kuzey tarafında da özel mülkiyetli parseller bulunmaktaydı. Bunlar belde sakinlerinden doğudan batıya doğru
-Cennet Işık (Fırıncı) ve mahdumu
-Hikmet Çiçek ve annesi Çiçek Özden
-Şükrü Özden ve kardeşi Kazım Özden
malikliğinde bulunuyordu (çizim 6).
Çardağın eski belediye başkanlarından Sayın İzzettin Aydın’ın 1960’dan sonra önce en doğudaki parseli kamulaştırma ile alarak camiye kattığı ifade edilmektedir. Devamında da camii cemaatı tarafından diğerleri alınarak camii alanı genişletilmiştir.
Eski yapılan tadilatlarda cami kuzey duvarına paralel olarak birkaç tuvalet ve birkaç abdest alma yeri yapılmıştır. Daha sonradan bu yapılar değişik tadilatlarla kaldırıldı. Değiştirildi.
16. 5. Camii ahşap minaresinin kaldırılması:
1970’lı yıllar. Tam hatırlanamadı.
16. 6. Camiye yeni minare yapılması
Kayseri’den taş getirtilerek yeni minarenin yapılmıştır. 1976 li yıllar.
16. 7. Caminin dışının betonla sıvanması:
Çardak cami önünde 1955 yılında çekilen resimde toprakla sıvanmış duvar görünmektedir.
Ortalama olarak 80-90’lı yıllar.
16. 8. Ahşap boyaması:
Yerel bitkisel boyalarla yapılmış ahşap işçiliğinin endüstriyel boyalarla tekrar boyanması.
ilk kez Fuat Yıldır isimli hemşehrimiz tarafından 1975’li yıllarda boyandığı bildirilmiştir. Orijinal bitkisel boyaların fotoğrafları bulunamamıştır.
16. 9. Cami mihrabının değişimi:
Orijinal mihrabın tahrip edilerek, kırılıp yerine fayansla biraz daha büyük ve gösterişli bir tuğla ve betondan mihrap yapılması ve mihrabın en üstüne de camide halihazırda bulunan kitabenin yerinden sökülerek bunun üzerine çimento ile yerleştirilmesi. 1990’lı yıllar.
16. 10. Cami pencereleri değişimi:
Caminin orijinal pencerelerinin sökülerek yerine PVC pencere takılması. 1993-1994.
PVC takıldıktan sonraki hali.
16. 11. Büyük tadilat:
Bu tadilat şu ana kadar camiye yapılmış en büyük müdahaledir. Hali hazırda caminin genel ana mimarisindeki en büyük değişikliği yapmıştır. 1998 yılında olmuştur.
Cami giriş kapısının yerini değiştirmeyi ve bir küçük cemaat alanı oluşturmayı arzulayan camiye nezaret eden hemşerilerimiz müftülüğe 1997 yılı civarında müracaat etmişler. Müftülük talebin uygunluğunu yerinde değerlendirmek ve bu caminin tarihi bir eser olup olmadığı, inşai bir faaliyetin yapılıp yapılamayacağı kararı ile ilişkili bir heyeti çardağa göndermiştir. O zaman cami imamı olan Süleyman Işık ağabeyimiz bu heyeti misafir etmiş, çalışmalarına eşlik ve müşahede etmiştir. Müftülüğün yetkilendirdiği heyet; bir tutanak tanzim etmiş ve bu tutanak da bu caminin tarihi bir cami olmadığı ve burada tarihi bir eser bulunmadığını tespit etmişlerdir.
Bunun arkasından da değişiklik yapılabilmiştir.
İnanılır gibi olmayan bu trajikomik durum gerçekten yaşanmıştır.
Devamında da görüldüğü ve tespit edilebildiği kadarıyla tapu kadastro ve belediye nezdinde işlemler eksik kalmıştır. Halen camiye eklenmiş olan müştemilatlar ancak daha sonradan 2019 yılındaki imar affı çerçevesinde resmi ve yasal hale getirilebilmiştir.
Camii vaziyet planı ve uydu görüntüleri;
Bu değişiklik özellikle
16. 11.1. dışarıdan beldemize gelen insanların caminin kapısını bulamaması
16. 11.2. beldemize dışarıdan tayinle gelen devlet memuru imamların da camilerin kapılarının arkadan olması gerekir şeklindeki önyargılarının ifadesi,
16. 11.3. beldemize çevre yerleşim yerlerinden taşınarak artık hemşerimiz olmuş olan insanların talepleri,
16. 11.4. yerel insanımızın da başka camilerde görerek böyle bir uygulamayı içselleştirmesi,
16. 11.5. kışın büyük camiinin ısıtılmasındaki zorluklar ve beldenin kış nüfusunun azalması nedeniyle cemaat azlığından dolayı küçük, ısıtılabilir cemaat alanının yeteceği ve böyle bir namaz yeri oluşturma talebi,
16. 11.6. özellikle bayram namazı gibi cemaatın fazla olduğu zamanlarda artan ve sığmayan musallilerin arkaya doğru boş alanlarda namaz kılabileceği düşüncesi.
16. 11.7. cemaatten ya da dışarıdan gelen insanların, girişin sol taraftan olduğuna dikkat etmeyerek namaza durmaları ve namaz esnasında yeni camiye gelen insanların öne onların önlerinden geçmesiyle dinimizde bulunan mahzur durumun sıkça yaşanması, bunun da cami imamları ve cemaat tarafından sıkça müşahedesi, engellenememesi,
16. 11.8. tarihi eserlerin ve sanatsal değerliliğin farkında olmamak sebebiyle gereken önemin verilememesi, fakire göre de çok ciddi bir cehalet sonucu,
v.s.
üzerine yapılmıştır.
Sözel anlatımlarda biraz daha para bulunabilse bütün caminin yıkılarak yeni bir betonarme camiye dönüştürüleceği de ifade edilmiştir.
Caminin doğu tarafı tümüyle yıkılmıştır. Buraya yeniden betonarme bir bina yapılmıştır. Bu yeni bina; arkaya doğru cami hizasından doğu taraftaki sokağa paralel kuzeye yaklaşık 12 metre uzatılmış, balkonu ile beraber caminin bahçesinin kuzeydoğusundan 15 metre kadar da yer kaplamıştır. Bu yeni betonarme eklentinin zemin katında cami duvar hizasına bir cemaat giriş kapısı eklenmiş böylece de altta tuvaletler ve şadırvan üstte cami imam lojmanı olacak şekilde bitişik betonarme bina tamamlanmıştır. Cami lojmanının girişte alt sokakta yaklaşık 7-8 metre ileriden verilmiştir.
Bu müdahalede;
-her iki vakıf dükkanı
-giriş holü, ayakkabılık
-arka eski minare yeri
-birinci kattaki doğu balkonu
-güney kıble taraftaki üst kata çıkan ön merdiven
-doğu balkonuna kadar olan bütün güney balkon bölümü
-Cami içi iç balkondan minareye geçiş yapılan birinci kattaki küçük tahta kapı
-cami odası
iptal edilerek, yok edilmiştir.
Buraya;
-zemine bir küçük cemaat namaz yeri,
-üst kattaki medrese odasının olduğu yere yine bir cami hizmet odası yapılmış, bu odanın kapısı caminin kuzeydoğu köşesinden açılarak iç avludan merdivenle girilir hale getirilmiştir.
-Caminin sınırlarının bittiği yerin kuzeydoğu tarafına bir giriş eklenmiş ve bu girişten küçük cemaat yerine bir kapı açılmıştır. Bir doğal koridor oluşmuştur.
-Cami büyük alanına giriş için kullanılan kapı korunmuştur. Bu kapı yeni küçük cemaat yeri ile eski büyük namaz alanı arasında bir geçiş olarak halen kullanılmaktadır
-Cami kuzeyine son cemaat alanı yapılmıştır. 1975 yılında yapılan minareden doğu taraftaki bitişik nizam binaya kadar olan bu alan cam ve demir çerçevelerle kapatılmıştır. Çatı bunun üstünü kapatacak şekilde dizayn edilmiştir.
-Cami lojmanı yapılmıştır. Zeminle birinci kat şeklinde olan lojman; balkonu doğuya bakan ve kapısı alt sokağa ayrı bir yerden açılacak şekilde dizayn edilmiştir
Bu İnşaat faaliyetinde zemin ve birinci katın yüksekliği caminin normal yüksekliğinin yaklaşık 1 metre kadar yukarısına çıkmıştır. O dönem yapılan çatılarda ikili çatı oluşmuştur. Sonradan yapılan çatı tadilatlarında bu eşitsizlik ortadan kaldırılmıştır.
16. 12. Kahramanmaraş merkezli 7 Şubat 2023 depremlerinde minarenin yıkılarak caminin arka kapı girişinin üzerinden çatıya ve bir takım malzemelerine zarar vermesi yeni bir müdahaleyi gerekli kılmıştır.
Camiler eslafın bize emanetidir.
Hakkını vermeyi rabbimizden niyaz ediyoruz.
Atalarımızdan yadigar kalan bu güzel eseri koruyup kollamakla ilişkili maddi manevi destek veren bütün insanlarımıza dua ediyoruz.
Gayret bizden, tevfik Allah’tandır.
Dönüş onadır.
Yahyahan GÜNEY
Başakşehir 2024,08,28
DİPNOTLAR:
1.
Kuran- kerim
Tevbe Suresi 18. ayet
2.
Hadis-i Şerif:
(İlahi Hadisler DİB. Yayınları Hasan Hüsnü Erdem 1982, Sayfa 28)
3.
Hadis-i Şerif:
(Ebû Dâvûd, Salât, 13; T594 Tirmizî, Cum’a, 64)
4.
https://kafkascecen.org.tr/author/emin-altunbay/
5.
https://kafkascecen.org.tr/author/erol-yildir/
6.
https://kafkascecen.org.tr/cardak-camilerimiz-ve-imamlarimiz/
7.
https://kafkascecen.org.tr/gine-haci-haci-mesut-haci-maksut/
8.
https://kafkascecen.org.tr/cardak-camilerimiz-ve-imamlarimiz/ ….. Çeçenler Çardağa geldikten iki yıl sonra caminin yapılmaya başlandığını söyledi. Büyük dedeleri Gin Hacı Mesud tarafından iki Ermeni Ustaya yaptırıldığını….
https://kafkascecen.org.tr/gine-haci-haci-mesut-haci-maksut/ ….. Büyük dedeleri Gin Hacı Mesud aklından cami yaptırmayı düşündüğünü daha sonra iki Ermeni ustanın evinin kapısını çalarak
— Hacı sen cami yaptıracakmışsın diyerek konuştuklarını ve böylece camini yapılışına başlandığını …..
9.
Tsentral’naya Mechet’ Tolstoi-Yurt Центральная мечеть Толстой-Юрт (https://www.google.com/maps/place/Tsentral’naya+Mechet’+Tolstoi-Yurt/@43.4486823,45.7875021,160m/data=!3m1!1e3!4m15!1m8!3m7!1s0x4051c4b8c8f15c45:0x83e1b28d76a1a08!2zVG9sc3RvaS1ZdXJ0LCDDh2XDp2VuaXN0YW4sIFJ1c3lh!3b1!8m2!3d43.446712!4d45.7756846!16s%2Fg%2F121jcjly!3m5!1s0x4051c4a508e9aca7:0x4383d2467d489b6d!8m2!3d43.4488722!4d45.7875343!16s%2Fg%2F11c548ch16?hl=tr&entry=ttu&g_ep=EgoyMDI0MDgyMS4wIKXMDSoASAFQAw%3D%3D)
10.
Bu bilginin kaynağı sayın Ahmet Rasım Türk’tür. https://kafkascecen.org.tr/author/ahmet-turk/
11.
https://kafkascecen.org.tr/isting-cecen-ingus-halkinin-kece-sanati/
12.
https://www.facebook.com/share/p/6dVbuCziryDMGbr5/?mibextid=oFDknk
13
Basın yansımaları:
https://kafkascecen.org.tr/cardak-camii-koruma-altina-aliniyor/
https://www.haber7.com/kahramanmaras/3308269-cardak-cecen-cami-koruma-altina-aliniyor
https://www.marastanhaber.com.tr/kahramanmarasta-cardak-camii-koruma-altina-aliniyor-64193h.htm
14.
https://kafkascecen.org.tr/cardak-camilerimiz-ve-imamlarimiz/
….. mihrabın üzerindeki taşın Hacı Mesut’un kardeşi Ömer tarafından yazıldığı yerleştirildiğini ayrıca minberin üzerindeki tarih (H.1302.M.1884) ile mihrabın (H.1303-M.1885) üzerindeki tarihin arasında bir yıl fark olduğunu anlatmıştır. Esas yapılış tarihinin 1886 değil 1884 olduğunu söylemiştir …..
15.
https://sorularlaislamiyet.com/dunya-bir-saattir-sozu-hadis-midir
…Bu söz, kelam-ı kibardır. Arapça internette bazıları Hz. Ali’nin sözü olarak göstermişlerdir. Fakat, İmam Maverdi, bunun bazı mutasavvıflara ait olduğunu bildirmiştir. (bk. Edebu’d-Dünya ve’d-Din, 1/121) …
16.
https://hadislerleislam.diyanet.gov.tr/sayfa.php?CILT=2&SAYFA=185
عَنْ أَبِى سَعِيدٍ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ (صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمْ) : “إِذَا رَأَيْتُمُ الرَّجُلَ يَتَعَاهَدُ الْمَسْجِدَ فَاشْهَدُوا لَهُ بِالْإِيمَانِ” فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى يَقُولُ: ﴿إِنَّمَا يَعْمُرُ مَسَاجِدَ اللَّهِ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَأَقَامَ الصَّلاَةَ وَآتَى الزَّكَاةَ﴾ الْآيَةَ
Ebû Saîd (el-Hudrî) tarafından rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Bir kişinin sürekli mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahit olun! Çünkü Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allah”ın mescitlerini, ancak Allah”a ve âhiret gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah”tan başkasından korkmayan kimseler imar eder…””
(Tevbe, 9/18; T2617 Tirmizî, Îmân, 8; İM802 İbn Mâce, Mesâcid, 19)
17.
https://kafkascecen.org.tr/gine-haci-haci-mesut-haci-maksut/
… Camiinde bir odasının olduğu çoğu vakitlerini orada geçirdiği anlatılmaktadır. ….
ÇİZİMLER:
1. Camii zemin kat.
2. Camii 1. kat .
3. Minarenin bina ile ilişkisini gösteren kuzey ve doğu taraftan görünümlü çizim.
4. Minarenin bina ile ilişkisini gösteren üstten görünümlü çizim.
5. İtikaf odası ve bölmesi (Çİzen: Abdurrezzak Özdil).
6. Meydan, camii arka parselleri, ara sokak çizimi, ön ahşap dükkanlar.
Çok değerli bir çalışma olmuş gereçekten, birçok detayla ilgili cümle kurulabilir, benim için eski cami yapısıyla yenisini karşılaştırdığımızda vakif dükkanları olması , balkonu , ahşap minare yapısı gerçekten çok estetik duruyormuş keşke korunabilseymiş dedirtiyor insana ,
Bu arada çevremizdeki köylerde bulunan cami mimarisiyle ilgili detaylı paylaşımlar , ilgi uyandırıyor , yerinde mutlaka görülmesi incelenmesi gerekiyor, köye gittiğimde mutlaka ziyaret edeceğim, İnşaAllah camimiz en kısa sürede eski canlılığına kavuşur,