Gelenekler-Görenekler – Adetler Dünden Bugüne Çardak’ta (Çeçenlerde) Cenaze, Taziye, Ve Yas
Hazırlayan : (Sesinoy) Ahmet Rasim TÜRK
23 Mar 2022, 10:01
GELENEKLER – GÖRENEKLER – ADETLER
DÜNDEN BUGÜNE ÇARDAK’TA (ÇEÇENLER’DE) CENAZE, TAZİYE VE YAS
SUNUŞ:
Bu konunun hepimiz için sevimsiz, istemediğimiz, bizden ve yakınlarımızdan uzak olmasını dilediğimiz bir konu olduğunu biliyorum. Allah herkese sağlıklı, imanlı, huzurlu uzun ömürler versin. Fakat “ İnna Lillahi ve inna ileyhi raciun. Biz Allah’tan geldik. Allah’a döneceğiz.” “ Külli nefsin zaikatü’l mevt” Her canlı bir gün ölümü tadacaktır” ayetlerinde de bildirildiği gibi hepimiz bir yakınımızı kaybederek bu durumu yaşıyoruz. Böyle bir durumla karşılaştığımızda ne yapmamız gerektiğini, uyulması gerekli ritüelleri benim gibi bir çoğumuz eksik biliyor.
Cenaze için dört şey farz-ı kifaye (bazı mükelleflerin yapmasıyla, diğerlerinin yapması gerekmeyen farz, cenaze namazı gibi) olur.
Bunlar:
- Cenazeyi yıkamak
- Kefenlemek
- Namazını kılmak
- Defnetmek
Bunun dışındaki diğer ritüeller genellikle dini, milli, örfi uygulamalar şeklinde toplumdan topluma küçük farklılıklar gösterir.
Bu yazı, şafii mezhebine göre, toplumumuzda, köyümüzde yapılan uygulamaların eskiden beri uygulandığı şeklini, özellikle cenazenin defnedilmesi, taziyenin nasıl yapıldığını ve yas tutma “Çir Kabır” anlatmak, Çeçenistan’da yapılan uygulamaları, farkları, bilgileri yeni nesle aktarmak amacıyla hazırlanmıştır. Çeçenistan’da tarikatı olmayan veya farklı tarikatlara mensup kişiler pek olmamakta, Kadiri ve Nakşi tarikatına mensup kişiler çoğunlukta olduğundan bu iki tarikata mensup olan grupların uygulamaları anlatılmıştır.
VEFAT DURUMUNDA İLK YAPILMASI GEREKEN İŞLER:
Eğer vefat olayı evde olmuşsa veya bulunulan ortam hastane dışında ise, cenaze için sağlık kuruluşlarına haber verilir, ve ölüm raporu alınır.
Kişi vefat ettiği zaman önce, sırt üstü yatar hale getirilir. Başı düz hale getirilerek altına bir cisim konur. Eğer bulunulan mekan uygunsa (dinen böyle bir şart yoktur) cenazenin yüzünün kıbleye bakması için ayakları kıbleye gelecek şekle getirilebilir. Cenazenin kolay kefenlenebilmesi ve görüntüsünün daha iyi olması için önce gözleri kapatılır, çenesi bağlanır. Ayak baş parmakları birbirine bağlanır. Elleri düz uzatılır veya karın boşluğuna gelecek şekle, yada kıyam şekline getirilir. Dinen ve tıbben hiç bir şartı ve açıklaması olmamakla birlikte birçok yerde olduğu gibi bizim bölgemizde de cenaze şişmesin düşüncesiyle üzerine bıçak veya makas koyanlar olmaktadır.
Bulunulan yerdeki cami imamlarına , cenaze yakınları tarafından haber verilerek selaları okunur, cenazenin ne zaman defnedileceği duyurulur. Günümüzde aynı durum sosyal medyadan da cenaze sahibinin akrabaları tarafından duyurulur.
Bu işler için cenaze sahibi uğraşmaz O, acısını yaşarken cenaze ile, cenaze sahibinin akraba ve yakın arkadaşları ilgilenir. Cenaze haberini alan tüm köy halkı, kırgınlıkları olanlar da dahil, cenaze evine giderek gerekli katkılarda bulunur. O sırada köyde bir düğün veya başka bir eğlence varsa hemen durdurulur, tarlada, bağda, bahçede işleri olanlar işlerini bırakır. Herkes cenaze evine gider, cenaze evinin acısına ortak olunur. Cenaze evinin acil yapılması gereken bağ, bahçe, tarla veya hayvancılıkla ilgili işleri varsa yakınları tarafından iş bölümü yapılır, taziye bitinceye kadar, işleri aksatılmadan yapılır gerekli katkılar sunulur. Cenaze evi taziye bitinceye kadar yalnız bırakılmaz, sürekli uğranır, acıları paylaşılır.
Çeçenistan’da da cenaze olduğunda eskiden burada olduğu gibi selalar verilirken, Sovyet dönemindeki yasaklamalardan bu yana selalar verilmemekte, cami hoparlöründen vefat haberi, defin zamanı ve yeri hakkında bilgi verilmektedir. Bu gibi duyurular için sosyal medya grupları ve telefonda kullanılmaktadır. Çeçenistan’da da cenaze üzerine, tuğla, taş vb. bir ağırlık koyanlar olmaktadır.
CENAZENİN YIKANMASI:
Günümüzde genellikle cenazeler hastanelerde gassallar tarafından yıkanmaktadır.
Cenazeyi (Daka) yıkayan kişinin abdestli olması gerekir. Avret bölgeleri bir bez ile örtülür. Ellere eldiven takılır. Cenaze yıkanırken önce, ağız, burun, mahrem bölgelerinden akıntı varsa temizlenir. Sağ elle ensesinden hafifçe kaldırılarak sol el ile karnı üzerinden yukarıdan aşağıya doğru karnı sıvazlanır, mahrem bölgesinden çıkması muhtemel akıntılar çıkarılır. (halk arasında pamuk tıkama olarak bilinen şey olmaz. Ancak akıntı sürekli devam ediyorsa akıntıyı önlemek amacıyla , akıntı olan bölgeye pamuk ile tampon yapılır.) Cenazenin tırnak içlerine kadar, üstünde hiçbir pis şey kalmayacak şekilde temizlenir. Ele takılan eldivenler gerektikçe değiştirilir. Abdest alınırken : “ölüye sünnet olan abdesti aldırmaya niyet ettim” der, sonra cenazeye diri abdesti gibi abdest aldırılır. Abdestten sonra önce başından ve yüzünden başlayarak, sabun ve benzeri temiz şeylerle yıkama işlemi başlar. Cenaze hafif sola yatırılarak önce sağ tarafı ve sırtı dahil sabunlu sünger veya yumuşak bir bezle, sonra sağ tarafa hafif yatırılarak sırtı da dahil olmak üzere sol tarafı tertemiz bir şekilde yıkanır, bol su ile durulanır. Bu işlem en az bir defa yapılır. Üç defa yapılması sünnettir. Saçları uzunsa taranır. Dökülen saçları da varsa muhafaza edilip kefenin içine koyulur. Temiz bir havlu ile kurulanır.
CENAZENİN KEFENLENMESİ:
Kefen (Março) erkeklerde üç kat, kadınlarda beş kat olarak hazırlanır. Kefen bezinin en ve boy ölçüleri cenazenin boyutlarına göre, baş ve ayak kısmından bağlanması için en az birer karış fazla pay bırakılarak hazırlanır. Cenazenin kefenleneceği yerin en alt kısmına , belinden bağlanacak olan bezden ip serilir. Onun üzerine diğer kat bezler serilir. En üst kata gömlek denilen , cenazenin diz kapağının altına kadar gelecek şekilde, bezi baş kısmına gelen yer kesilerek başından geçirilerek gömlek şeklinde üzerine örtülür. Sonra diğer katlar ilk kat önce sol taraf katı altta, sağ taraf katı üstte olacak şekilde, birbirlerini en az bir karış geçecek şekilde katlanır. Daha sonra diğer katlar öncekinin tersi, önce sağ sonra sol kat olarak katlanarak cenaze sarılır. Kefen vücutta üç yerden bağlanır. Başın üst uç kısmından, belin orta kısmından ve ayak ucunun alt kısmından bağlanır. Kefenlendikten sonra tabutuna yerleştirilir.
Çeçenistan’da ise buradan farklı olarak ellerdeki eklem yerleri de dahil, vücudun tüm eklem yerlerine, burun ve kulaklarına pamuk konur. Başına pamuk sarılır, sırt boşluğuna pamuk konulur. Kadirilerde, kefenin içinden cenazenin, erkeklerde beyaz renkte, alın kısmında iki parmak genişliğinde yeşil şerit olacak şekilde, kadınlarda yeşil renkte “çuğt” denilen fes giydirenler olmaktadır. Ayaklara kefen bezinden, meshe benzeyen çorap şekline getirilmiş, önden yine kefen bezinden kesilmiş iplerle bağlanan diz kapağının alt kısmına kadar gelen çorap şekline getirilmiş kefen bezini giydirenler olmaktadır. Yıkanırken başın düz durması için, başın altına tas vb. bir cisim konulur.
Nakşilerde ise, Kadirilerden farklı olarak, başın sadece arka kısmına pamuk konulur. Erkeklerde fes ve ayak kısmına kefen bezinden yapılan çorap şekline getirilmiş bez giydirilmez, , kadınlarda ise Kadiriler’de olduğu gibi, “çuğt” denilen fes giydirenler olmaktadır.
CENAZENİN DEFNEDİLMESİNDEN ÖNCE YAPILACAK İŞLER:
Köyümüzde cenaze defnedilmeden önce, cenazenin hayrına sadaka (Sağ Dakkır) , eskiden on çelik buğday, yaklaşık olarak 110 kg. buğday ihtiyaç sahiplerine dağıtılırdı. Bugün ise köyümüzde en az 110 kg. buğday değerinde para (isteyen daha fazla da dağıtabilir) ihtiyaç sahiplerine dağıtılır. Bu genellikle bir ile onbir kişi arasında olur. Vefat edenin varsa tüm borçları ödenir. Eğer ödeyecek durumları yoksa, alacaklılarla görüşülür, rızaları alınarak, borçların ödenmesi için mirasçıları tarafından süre alınır. Vefat eden kişinin vasiyeti varsa oruç, yemin vb. gibi olan kefaret borçları, oruçta her bir oruç için bir fitre miktarı kadar, yemin kefaretinde ise kendisinin belirttiği miktarda fidye ödenir.
Çeçenistan’da ise genellikle, cenaze kalkmadan, aile üyeleri tarafında vasiyeti okunur ve yerine getirilir. Kişinin iyi bir insan olduğuna dair cemaat huzurunda en az üç kişi şahitlik eder. Defnedilmeden önce niyet edilip helallik alınır. Çok kişi bir araya gelip üç defa şahadet getirilir, 15 defa estağfurullah çekilir, sesli veya sessiz” La ilaha İllallah” şeklinde 70 bin zikir (herkesin kişi başı çektiği zikir toplamı) çekilir. Dua edilir, günahlarının affı dilenir. Çeçenistan’da da köyümüzde olduğu gibi cenaze defnedilmeden önce sadaka (sağ dakkır) dağıtılır. Orada buradan farklı olarak hala kesinlikle para dağıtılmaz, 70 kilo pirinç, mısır veya buğday 7,9,11 şeklinde tek sayıda kişilere dağıtılır. Bu olmadan cenaze defnedilmez.
Nakşilerde zikirler sessiz, oturdukları yerde yapılır.
MEZARIN HAZIRLANMASI VE CENAZENİN MEZARLIĞA NAKLEDİLMESİ:
Eskiden tüm köyün gençleri mezarlığa gider mezar kazmaya (kaş dakka) yardım ederdi. Mezarın derinliği en az, erkeklerde normal bir insanın göbek boyuna kadar, kadınlarda göğüs boyuna kadar derinlikte eşilirdi. Mezar kazanlara cenaze yakınları tarafından bir teneke helva ve ekmek getirilir, mezar kazanlar tarafından bu helva tüketilirdi. Mezar kazımı bittiğinde mezarın kıble kısmına “lahd” dediğimiz bölüm hazırlanır.
Lahd; mezarın kıble kısmında biraz daha derinleştirilerek, baş kısmının geleceği yere yastık şeklinde olacak şekilde hazırlanan, cenazenin sağ kol üstüne yatırıldığı zaman burnunun ve ayak uçlarının karşı duvar kısmına değecek şekilde hazırlanan bölümdür.
Bugün ise mezar kepçe tarafından kazılmakta, köydeki bazı hayırsever insanlar tarafından lahd bölümü kazma kürekle özel olarak hazırlanmaktadır. Eğer mezar yeri iş makinası giremeyecek kısımda ise yine hayırsever insanlarımız tarafından mezar, kazma kürekle kazılmaktadır.
Köydeki hayırsever marangozumuz tarafından mezar başına dikilecek ağacı (Çurt) hazırlanır, yakınları tarafından briket, tahta vb. gerekli malzemeler traktörle mezara götürülür.
Defin için verilen vakit geldiği zaman tüm cemaatle birlikte cenaze omuzlara alınarak, çok acele etmeden (yaşlıların yetişebilmesi için) yürüyerek mezarlığa (Keşnaş) kadar getirilir. Cenazeyi kabre kadar taşıyıp, refakat etmek erkekler için sünnettir. Cenaze taşıma sırasında, mümkün olduğu kadar, cenaze taşıyanın arkasından değil, önünden alınarak taşınır, cenazeyi taşımak için herkes birbiriyle yarışır.
Mezarlıkta, cenaze namazına sonradan yetişen kişinin, cenazenin kadın mı, erkek mi olduğunu anlayıp ona göre hatun kişi veya er kişi niyetine niyet etmesi için, cenaze musalla taşına, erkek ise başı doğuya gelecek şekilde konulur, kadınsa başı batıya gelecek şekilde konulur. Yada kadın, erkek her iki cins de başı batı yöne gelecek şekilde konulmuşsa, fark olarak kadınların baş kısmına başörtüsü konur. Musalla taşına konulan cenaze için, cenaze namazına geçilir.
Çeçenistan’da ise cenaze mezarlığa kadar Kadiri tarikatına mensup olanlar zikirlerle götürür, Nakşiler ise sessizce götürür. Eskiden eğer kişi cinayete kurban gitmişse, “ÇİR” dediğimiz intikamı alınıncaya kadar, yada barış olana kadar mezar taşı dikilmezmiş. Vefat eden kişi şehit olmuşsa mezar taşı diğer mezar taşlarından daha uzun olarak dikilir veya mezar taşının yanına demirden uzun bir direk dikilir.
Nakşilerde burada olduğu gibi, lahd kısmı mezarın kıble duvarının dip kısmına kazılır, Kadirilerde ise Lahd kısmı mezarın kuzey duvarının olduğu kısmına , cenazenin yüzü kıbleye, sağ kolunun üzerine yatacak gelecek şekilde hazırlanır. Buradaki fark sadece Lahd kısmının mezar içindeki yeridir.
CENAZE NAMAZININ KILINMASI:
Cenaze namazında ve taziyelerde cep telefonları sessize alınır.
Cenaze namazı eskiden köyümüzde camide, evde , mezarlıkta kılınırken, bugün mezarlıkta cenaze namazlarının kılınması için üstü kapalı olarak yapılan kısımda kılınmaktadır.
Cenaze namazından önce, eskiden cenaze sahipleri alacağı ve hakkı olan var mı diye sorar alacağı yada hakkı olan varsa ödeneceğini vadeder helallik isterdi, bugün ise genellikle imamlar cemaate sorup orada bulunan hazirundan helallik istemektedir.
Daha sonra cenaze namazı (Daka Lamız) kılınır.
Cenazenin üzerine dört tekbir getirilerek cenaze namazı kılınır. Önce hatun kişi veya er kişi niyetine niyet edilir. Birinci tekbirden sonra Fatiha suresi okunur, ikinci tekbirden sonra Salli ve Barik duaları okunur, üçüncü tekbirden sonra cenaze için dua edilir, dördüncü tekbirden sonra selam verilerek cenaze namazı bitirilir. Tekbir alınırken her seferinde imam ile birlikte eller kulak hizasına kadar kaldırılıp göbek yanında bağlanır. Cenaze omuzlara alınarak mezarı başına getirilir.
Çeçenistan’da ise cenaze namazı aynı olmakla birlikte, zemine çadır vb. serilerek cenaze namazında ayakkabılar çıkarılır. Cenaze namazlarında tabut, erkekte baş doğuda, kadında batıya gelecek şekilde musalla taşına konulur.
CENAZENİN DEFNEDİLMESİ:
Cenaze namazından sonra cenaze mezara indirilirken, yakınlarından üç kişi mezarın içine girer. Mezarın üzeri bir bez ile örtülür. Cenaze, mezara giren kişiler tarafından, mezarın en uygun olan yeri ve eğimi dikkate alınarak kabrin doğu, batı veya kıble tarafından alınarak, lahd kısmına sağ kolu üzerine yerleştirilir. Cenaze kabre konulurken Taha suresi 55 ayetinin okunması şart olmamakla birlikte efdaldır. “Minha halaknaküm ve fiha nuiydukum, ve minha nuhricukum tareten uhra.” Mealen “sizi topraktan yarattık, yine toprağa döndüreceğiz, ve yine sizi ondan bir kere daha çıkaracağız” ayeti okunur veya “Bismillahi ve ala milleti Resullahi” mealen “Allahu teala’nın ismiyle ve Resullah’ın dini üzere” duasını okumaları efdaldır. Arapçasını bilmeyenler Türkçe olarak da okuyabilirler. Cenazenin baş, gövde ve ayak ucuna bağlanan ipler çözülür. İpler kefenin üzerine koyulur. Cenazenin burun ve ayak uçları kıble kısmına değecek şekilde yerleştirilir. Cenazeyi lahd kısmına yerleştirme işlemi devam ederken, Çeçen geleneklerine göre baş kısmından alınan bir avuç toprak yedi kişiye dağıtılır. Toprağı alan kişiler cenaze için Kadir suresini okur, Kadir suresi okunduktan sonra bu yedi kişiden toprak tekrar toplanarak cenazenin üstüne atılan ilk toprak olarak kefenin üzerine serpilir. Mezarın genişliğine göre mezarın içindeki üç kişiden biri veya ikisi dışarı çıkar. Mezarda kalan diğer kişi yöredeki doğal şart ve imkanlara göre cenazenin toprakla direk temasını önlemek amacıyla, cenazeye dokundurmadan tahta, briket veya taşla üzerini örerler. Cenazenin üzerinin örülmesi işi bittikten sonra, orada bulunanlar tarafından hızla mezarın üzerine toprak atılmaya başlar. Bu sırada mezar başı ağacı (Çurt) dikilir. Aynı anda hazırda bulunan imam tarafından da Yasin suresi veya kuranı kerimden ayetler okunmaya başlar. Toprak atma işi bitip etrafı düzeltildiği sırada kuran okuma da biter. Cenaze için dua edilir. Duadan sonra hoca tarafından mezarın üzerine ibrik veya başka bir su kabı ile su dökülerek defin işlemi sona erer.
Çeçenistan’da ise buradan farklı olarak, mezarın üzerine bez, güneş ışığı değmemesi için çekilir. Mezara girenlerden biri dini bilgisine çok güvenilen, alim olarak gördükleri olur, diğer iki kişi ise yakınları olur. Cenazeyi lahd kısmına yerleştirip, üzerine briket veya tahta ile kapattıktan sonra mezarın içindeki kişiler, vefat eden kişi için dua ederler, ondan sonra mezardan çıkarlar, alim kişi veya çocukları, yakınları ilk toprağı üzerine atar, sonra orada bulunanlar tarafından hızla mezarın üzerine toprak atılmaya başlar. Mezarın üzerine toprak atma işlemi devam ederken burada olduğu gibi Kuran’dan sureler okunuyor. Buradan farklı olarak toprak atma işi bittikten sonra tekrar helallik alınır, talkın “zaam” okunur, mezarın üzerine su dökülür. Sonra mezarın dört köşesine birer kişi oturuyor, Kuran’dan ayetler, genellikle Yasin, Tebareke, Secde, Duhan sureleri okunur, dua edilir, sonra defin işi tamamlanmış olur.
Bazıları cenazeye katılanlara mısır unu helvası veya mısır unu helvasıyla birlikte haşlanmış et ve ekmek paketleri de dağıtır.
TAZİYE (TEZET) NASIL YAPILIR:
Cenaze yakınları, aile büyükleri en başta, küçükleri daha sonda olmak üzere taziye (Tezet) için belirlenen yere geçerler. Cenazeye katılanlar sırasıyla, tokalaşmadan, sarılmadan taziyelerini yaparlar.
Eskiden defin işi sona erdikten sonra cemaat topluca cenaze evine tekrar gelir, cenaze evinde taziye yapılırdı. Günümüzde, Çardak’ta özellikle Covit-19 vakalarından sonra , taziye mezarlıktaki cenaze namazı kılınan bölümde yapılmaktadır.
Cenaze evinde ise, kadınlar ev içinde olurken, erkekler için avluya taziye çadırı kurulur. Cenaze yakınları hazır bulunur.
Cenaze evindeki taziyeye, cenaze defnedildikten sonra taziye için cenaze evine gelen grup içinden genellikle grubun büyüğü, sayılan sevilen kişi tamada rolünü üstlenir. Grup taziye evine geldiğinde tamada, Allah’ın selamını verir. Cenaze sahipleri ayağa kalkarak selamı alır. Tamada “AMİN” der, Amin dedikten sonra bilenler “Rabbena Atina veya Rabbenağfirli duasını okur, bilmeyenler içlerinden ölen kişi için istedikleri şekilde dua eder. Rabbena atina duası okunduktan sonra tamade “Fatiha” der, herkes içinden ölenlerin ruhuna Fatiha okur. Burada önemli olan tamada olan kişinin “Amin” dedikten sonra Rabbena Atina duasını okuyacak kadar zaman bırakmasıdır. Fatiha’dan sonra gelen gurup başsağlığı (KADAM) dileklerini iletir. Bu ritüel her gelen kişi veya kişiler için aynı şekilde devam eder. Ancak taziye yerine, çok aşırı sık oturup kalkmaların olmaması, yaşlıların bu konuda zorlanmaması için tek tek değil, mümkün olduğu kadar grup halinde gidilmesi daha uygun görülmektedir. Bir defa taziyede bulunanın tekrar tekrar taziye de bulunmasına veya aynı saatler içinde, çok sık aralıklarla tek başına gelip, tekrar tekrar amin deyip dua etmesine gerek yoktur. Taziyeye gelenler oturduktan sonra isteyenler Kuranı Kerim’den sureler de okuyabilirler.
Taziye yerine giderken giyilen kıyafetlerde o ortama uygun şekilde olur. Düğüne gider gibi çok süslü elbiselerle veya terlik, şort vb. kıyafetlerle değil, cenaze acısını yaşayanlara, onların acısını paylaştığımızı hissettirecek kıyafetler giyilerek gidilir.
Taziye yerinde cenaze sahibinin acısı paylaşılır, teskin edici konuşmalar yapılır, gayrı ciddi hareketler, gülüşmeler, şakalaşmalar vb. davranışlar olmaz. Çeçenlerde bir söz vardır: “Cenaze yerine çok tok olarak gitme, tok insanın yüzü güleç durur. Düğün evine çok aç gitme, aç insan çok zavallı görünür” diye. Cenaze evine giderken bunlara da dikkat edilir. Taziye evinden acil bir işimiz nedeniyle erken ayrılmamız gerekiyorsa, cenaze sahiplerine bir ihtiyaçları olup olmadığı sorulur, müsaade istenir ve öyle gidilir.
Taziye cenaze namazının defnedildiği günün ikindi namazından, üçüncü gün ikindi namazına kadar devam eder. Bu süre içinde cenaze yakınlarından yetişkin erkekler ikindi namazı için camiye giderler. Üç gün üst üste camide ikindi namazından sonra cenazenin ruhuna Kuran’dan Yasin suresi ve diğer sureler okunur. Üçüncü gün ikindi namazından sonra camide Yasin suresi okunduktan sonra cami cemaati topluca cami çıkışında taziye evine giderek dua eder, tekrar taziyelerini sunar, ondan sonra taziye biter. Bu üç günlük sürede kadınlarda, kendilerine ayrılan bölümde ölen kişinin ruhuna, Kuran’dan sureler okur, bin Tevhid (La İlahe İllallah) zikri çeker dua ederler.
Eskiden ikindi namazından sonra Yasin suresi, üç gün cenaze evlerinde okunurdu. Cenaze evlerinde bir hayvan kesilir, yemekler hazırlanır, insanlar üç gün cenaze evinde yemeklerini yedikten sonra Yasin okunur, üçüncü günün sonundaki Yasin okunduktan sonra dualar edilir, tekrar taziyeler yapılır, ondan sonra taziye biterdi. Altmışlı yılların sonu, yetmişli yılların başında Çardak’ta imamlık yapan Göksun-Kireç Köylü Lezgi Ali hocanın önderliğinde köyün yaşlıları tarafından cenazelerde bu yemek adetinin, cenaze sahiplerinin acısının yanında hem maddi hem manevi yük getirmesi düşüncesiyle, uygun olmadığı düşünülmüş, kaldırılması önerilmiş. Halk da bunu uygun bulmuş. O günden , bugüne Çardak’ta cenaze evinde taziye bitene kadar yemek pişmez. Cenaze yakınları acılarını yaşarken komşu ve akrabalar evlerinde yemek yaparak cenaze evine yemek götürürler. Köylüler yemeklerini genellikle kendi evlerinde yerken dışardan gelen misafirlere yemek ikramı yapılır.
Yemek verme adeti Türkiye’de, Sivas bölgesinde Çeçenlerin olduğu köylerde, devam etmektedir. Genellikle taziyeye üç gün sürer, yasin okuma yedi gün sürer. Gelenlere yemek ikramı yapılır, öğleden sonraları cenaze evinde yedi gün Yasin okunur, yedinci gün Yasin okunduktan sonra cenaze sahibi tarafından , yedinci gün yemeği verilir. Sivas’ın Çeçen köylerinde yirmi birinci günü genellikle mısır unu veya buğday unundan helva yapılır, dağıtılır. Yirmi birinci gün kadınlar mezar ziyaretine gider, mezara giderken yanlarına hazırlanan şekerlemeleri de alır, yol boyunca çocuklara dağıtırlardı.
Çeçenistan’da taziye yerinde bazen, dua için alim olarak bilinen bir kişi görevlendirilir. Dua ettiren kişinin önünde boş sandalye olur. Eğer taziye evinde önünde sandalye olan, ayrıcalıklı görünen bir kişi varsa , gelenler dua edelim der, O kişide dua ettirir. Eğer taziye ye gelenlerin tamadesi ilim ve yaş olarak daha büyük ise, cenaze evindeki kişi siz yaptırın duayı der, gelen kişi duayı yaptırır. Taziye yerinde dua için belirlenmiş kişi yoksa gelen kişilerin tamadesi dua ettirir.
Çeçenistan’da Kadirilerde, taziyeye gelenler “Çeçen usulü” tek kolla sarılarak (büyük olanın sağ kolu üstte, küçük olanın sol kolu altta olacak şekilde yarım sarılma) taziye yaparlar. Taziyeye uzun kollu kıyafet, başta, kalpak veya takke giyilmiş, kapalı ayakkabılar giyilerek gidilmektedir.
Çeçenistan’da da Kadirilerde yemek adeti devam etmektedir. Cenazenin olduğu gün büyükbaş bir hayvan kesilir, yemekler yapılır, eskiden burada olduğu gibi üç gün evde Kuran’dan Yasin suresi ve diğer sureler okunur, dualar ve zikirler edilir, yemek ikramı yapılır. Kadiriler sesli zikir yapar, Nakşiler ise sessiz kendi tarzlarında zikirler yaparlar. Yasin Suresini bazıları üç gün , bazıları yedi gün okurlar.
Nakşiler, taziyelerini tokalaşmadan, sarılmadan yaparlar. Cenaze evinde taziye süresince yemek pişmez, komşu ve akrabalar yemek getirirler. Üç günlük taziye bittikten sonra, dördüncü gün genellikle bir büyükbaş hayvan kesilir, sadaka olarak yemek verilir. Cenaze evinde Yasin, yedi gün okunur, cenaze yakınları birlikte zikirler eder, yemek verirler. Yedinci gün yine yakınlarla mevlid okunur, yemek verilir. Mezar ziyareti, vefattan sonraki ilk cuma günü yapılır.
YAS :
Cenaze evinde üç gün taziye devam eder, bu üç günden sonra da cenaze evinin yası (Çir kabır) günlerce, bazen aylar boyunca devam eder. Genellikle genç, beklenmedik (her ne kadar tüm ölümler beklenmedik olsa da) ölümlerde yaslar uzun süre devam eder. Bu yas süresince cenaze sahipleri, yakınları, düğün ve eğlencelere katılmazlar, erkekler tıraş olmazlar, tüm yakınları, komşuları süslü kıyafetler giymezler, giyimlerine dikkat ederler. Cenaze evinde yas bitmeden radyo, televizyon açılmaz, çamaşır yıkanıp dışarı asılmaz. Genellikle en az bir, iki haftadan sonra acil ihtiyaç olan çamaşırlar yıkanır, mümkün olduğu kadar kimsenin görmeyeceği zamanlarda gece asılarak kurutulur. Bu süre içinde komşular da düğün ve eğlence yapılmaz, komşular bir süre çamaşır yıkayıp dışarı asmaz, süslü kıyafetler giymezler. Bu şekilde komşularının acılarını paylaştıklarını anlatırlar. Halk o eve ayrıcalıklı bir saygı gösterir. Eskiden yas bitiminde cenaze sahibini, yakın arkadaşı berbere götürüp tıraş ettirdiği de olurdu.
Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi cenazeden sonra 7. Gün, 40, gün, 52. Gün ve yıl dönümü gibi günlerde Kuranı Kerim okutan, mevlit okutan, hayır dağıtanlar, yemek verenlerde olmaktadır. Dini bayramlarda, cuma akşamları veya Cuma günleri ölünün arkasından kuran okuyanlar, o günlerde hayır yapanlar, mezar ziyareti yapanlar da olmaktadır.
Cenazeden sonraki ilk dini bayram, cenaze evinin ilk yas bayramı olduğundan, herkes önce cenaze evine ziyarete gider, vefat eden kişi anılır, onsuz ilk bayramları olduğundan, cenaze sahibine, yalnız olmadığı, her zaman yanlarında olduğu duygusu verilir.
Çeçenistan’da buradan farklı olarak Kadirilerde 7,21,40, 52. vb gün ve gecelerde, mevlit vb özel bir şey yapılmaz.
Nakşilerde, 52 günde mevlit okutulur. Eskiden 52 güne kadar yas tutulurmuş. Çeçenistan’da da yıl dönümlerinde mevlit ve kuran okutan, yemek ve sadaka verenler olmaktadır.
Hazırlayan : (Sesinoy) Ahmet Rasim TÜRK
Yararlanılan Kaynaklar : 1-) Şafii İlmihali- Çev.:Nizameddin ERSÖZ-Ravza Yayınları
2-) Şafii İlmihali- Çev.:M. Selim BİLGE- Ahmet YALAR- Eser Neşriyat
3-) İnternet kaynakları
Görüşülen Kaynak Kişiler : 1-) (Şutoy) Süleyman IŞIK (Emekli İmam)
2-) (Enginoy) Baykal YILDIR
3-) (Ersanoy) Abdullah OCAK
4-) (Biltoy) Orhan Gazi İNCE
5-) (Sesinoy) Aynur TÜRK KUL
6-) (Szontroy) Samettin BAŞLAN (Sivas)
7-) (Gunoy) İslam İDRİSOV (Çeçenistan-Kadiri)
😎 (Sesinoy) Muhammed Resul YUNUSOV ( Çeçenistan-Nakşibendi)
Emeğinize sağlık güzel bir çalışma olmuş devamını diliyorum
Çok teşekkür ediyorum Mustafa.
Emeğinize sağlık Müdürüm.
Sağolasın Mahirim.