Vaynahlar, Çeçenler ve İnguşlar ve Kistoydan oluştuğu kabul edilen bir halktır. Bugün varlığı sürmeyen pek çok boyun da Vaynah olarak adlandırıldığı sanılır. Vaynah etnografyası, 1600 yıllık bir dönemde iç içe geçmiş evlilikler yoluyla pek çok Kafkasya halkı tarafından temsil edilir. Gürcistan’da Vaynah dillerinden birini konuşan Kistoylar da Vaynah etnografyasının bir parçasıdır. Vaynah boylarının yüzyıllardan beri Kafkasya’da, bugünkü Çeçenya-İnguşetya ve Kuzey Gürcistan’da kuşağında yerleşik olduğu kabul edilir.
-
29 Ocak 2022
-
2 Haziran 2021
-
15 Şubat 2022
-
8 Kasım 2021
-
28 Şubat 2022
-
AnnaVorn diyor:Hellо аll, guysǃ I know, my mеѕѕage maу be tоо ѕpеcifіс,...
-
ABDULLAH YILDIRIM diyor:
-
Ünsal Yaldız diyor:
-
Ünsal diyor:
KÜTÜPHANE
Tarih Boyunca Kafkasya
Aydın Osman Erkan
“Tarih Boyunca Kafkasya”, Kafkasyalıların, “Kaf Dağı”ı imgesinde simgelenen kültün, binlerce yıllık serüvenin öyküsüdür. Düşlerin, masalların, efsanelerin, hayatın gerçekleriyle iç içe geçtiği, harmanlandığı gizemli bir diyardır Kafkasya. Tarih boyunca bu özelliğini korudu. Seyyahlar, bilim adamları, edebiyatçılar bu coğrafyayı anlatan yüzlerce kitap yazdı. Elinizdeki kitap, Kafkasya’yı tanımak, bu coğrafyayla yazılmış tüm eserleri bilmek ve içeriklerini öğrenmek şansını veriyor.Tarihi Kafkasya’dan başlatan iddialardan “Kar Adam” mitine, 19. yüzyılda yaşanan savaşlardan, onu izleyen ve hala unutulmayan büyük sürgüne; kurumuş deniz Selentuş’un ve batık kıta Atkantis’in izlerini Kafkasya’da arayan çabalardan, Çeçenlerle Rusların son savaşlarına kadar, Kafkasya’yla ilgili yazılmış belli başlı tüm eserler bu kitabın konusunu oluşturuyor. Erkan’ın çalışması,”karanlıkta el yordamıyla yürüyen genç arkadaşlar”ına bir armağandır. Artık “Kaf Dağı’nın Gerçeği”ni anlamak isteyenler, binlerce yıl boyunca bu konuda neler düşünüldüğünü öğrenebilecek, yabancı dillerde yayınlanmış, ama Türkçe’ye çevrilmemiş kitaplarda ifade edilen Kafkasya gerçeği hakkında temel bir bilgiye sahip olacak. Abhaz – Abazalar, Azeriler, Çeçen – İnguşlar, Çerkesler – Dağıstanlılar, Ermeniler, Gürcüler, İranlılar, Karaçay – Balkarlar, Kazaklar, Kürtler, Megreller – Lazlar, Osetler, Rumlar, Ruslar, Svanlar, Tatarlar, Türkler, Ubıhlar, Yahudiler… Homeros ve Herodot’tan, Lermontov ve Tolstoy’a, Evliya Çelebi’den günümüze uzanan bir geçeği arama öyküsü… Aydın Osman Erkan Chiviyazıları Yayınevi
Zelimhan -Bir Çeçen Halk Kahramanının Zulme Karşı Mücadelesinin Gerçek Öyküsü
Mohmad Mamakayev
Bu eser yaşamöyküsel bir romandır. Zelimhan 1901/1913 yılları arasında on-onbeş kişilik çetesiyle Çarlık Rusya’nın en ücra köşelerine kadar adını duyurmuş, saray onun ölümüne kadar basının dilinden tedirgin olmuştur. Zelimhan’ın abreklik yolunu seçiş nedenini açıkladığı ve Devlet Duması Başkanlığı’na gönderdiği 15 Ocak 1909 günlü mektubu aynı yıllarda hemen her Rus gazetesinde yayımlanmıştır. Gerçek bir belge olan söz konusu mektubun tümü nice nice yıllar sonra, bir dergide Türkçe’ye çevrilerek basılmıştır: bk. Birleşik Kafkasya, sayı 2,3 İstanbul, 1964-1965. Mohmad Mamakayev’in bu ikinci romanından önceki ilk romanı “Revulyutsin Murd/Devrimci Mürit”de yaşamöyküsel bir romandır. Ekim devrimi sırasında Çeçen öncülerinden Aslanbek Şeripov’u anlatır. Mohmad Mamakayev Anka
Şeyh Şamil Efsanesi
Lesley BLANCH
Büyük dinî ve askeri lider “Dağıstan Aslanı” Şeyh Şamil’in ve Cennetin Kılıçlarının kusursuz hayat hikâyesi. 1834-1859 yılları arasında yaşanan Kafkas Bağımsızlık Mücadelesi’nde Dağıstan ve Çeçenistan’ın birbiriyle çatışma halindeki aşiretleri Şeyh Şamil’in karizmatik liderliğinde birleşti. Güçlerini Kafkasya’yı bağımsızlığına kavuşturma arzusundan ve imanlarından alıyorlardı. Savaşçıları siyah cübbe giyen, siyah sancaklarını dalgalandıran ve ölüm şarkıları söyleyen Müritlerin katı disiplini hem modern Batıda hem Doğuda haksızlığa karşı direnişin en asil örneklerinden biriydi. Şamil, büyük oğlunu esir alıp St. Petersburg’a götüren emperyalist düşmanı Çar’a yıllarca meydan okudu. Çar’ın himayesinde yetiştirilen sekiz yaşındaki çocuk Rus saray hayatının ihtişamına alıştı. Gençliğinde yeniden baba yurdunun karlarla kaplı müstahkem köylerine dönüşü onu derinden sarstı. Yaşanan kanlı ve destansı mücadelenin hikâyesini kaleme alan Lesley Blanch, acımasız dağlılarla emperyalist işgalciler arasındaki dengeyi adilce korumayı başarıyor. Yazarın kitabı yazma serüveni tam altı yıl sürdü. Bu süreçte Rusya ve Kafkasya’da araştırmalar yürüttü. Şamil’in Türkiye ve Mısır’da yaşayan torunlarının izini sürdü. Destansı lider Şeyh Şamil ve onun gözü kara savaşçıları günümüzde hâlâ Rusların rüyalarına giriyor. Lesley Blanch Ketebe
Sovyetler Birliği’nin Çeçen – İnguş Cumhuriyetinde Din Aleyhtarı Faaliyetler Ve İslamiyetin Varolma Mücadelesi
Fanny E. BRYAN
Fanny E. BRYAN ODTÜ Yayınları
Yitik Kule 2017 Çeçen Kültür Yıllığı
Erol YILDIR
Yitik Kule’nin ilk sayısının yayınlanmasının üzerinden 4 yıl geçti. Biraz gecikmeli de olsa (çünkü r 2. sayıyı 2013 yılı içinde bastırmayı planlamıştık) elinizdeki yıllığı yayınlamış bulunuyoruz. İlk sayıdan itibaren Yitik Kule yıllıklarında başlıca amaç; Daha ziyade Daymohk dışında oluşturulmuş veya korunmuş kültürel değerlerin yer aldığı içerikte bir yayın oluşturmaktı. Bu nedenle içerik bilinçli olarak birçok yayına göre biçimsel bazı farklılıklara da sahipti. Her şeyden önce bu yıllık(lar)da her kesimin ilgi alanına giren (bilimsel olmalarına karşılık) kolaylıkla anlaşılabilir anlatım tarzı, görseli bol, bazıları çok sıradan gibi görünen derlemeler-yorumlamalar Çeçen ana kitlesinden uzakta oluşturulduklarından dolayı “bakir bir önem taşıması nedeniyle” yıllıkta yer almıştır. Bu içerikler şüphesiz ki; diğer yıllıklarda da devam edecek. Yitik Kule Çeçen Kültür Yıllığı, mütevaziliği bir kenara bırakarak söylemek gerekirse büyük yokluklar içerisinde, Türkiye’de yaşayan Çeçenlerin çıkardığı en önemli kültürel yayınlardan birisidir. Ancak, ne yazık ki, okuyan, üreten ve kültürüne yeterince sahip çıkan bir toplum değiliz. Ki bu nedenle tüm orjinalliğine karşılık “yıllık” gereken ilgiyi ilk yılında görememiştir. İlgisizlik yanında dağıtım sorunları nedeniyle de yeterli sayıda insanımıza ulaşamamıştır. Yine, ilk sayıda yer alan ve Türkiye’deki bazı kardeşlerimizin henüz kabullenmedikleri fikirleri öne süren düşünce ve yorumların da ilk sayının kabulünü geciktirdiğini düşünüyoruz. Ama her şeye rağmen azim ve kararlılıkla, bu sahipsiz, mazlum ve masum topluma ait kültürel değerlerimizin yer aldığı YİTİK KULE / Çeçen Kültür Yıllıkları yayımına -inşallah- devam edecektir. Erol YILDIR KAFKAS ÇEÇEN KÜLTÜR DERNEĞİ
Çağımızın Gerçek Kahramanları Çeçenler
Cemal ANADOL
Büyük ve ünlü kahraman Gazi Muhammed geleceğin ünlü imamının vatanı olan Gimri avulunu müdafaa ederken, 1832’de şehit oldu. Ruslar’ın bu avula hücumu büyük kuvvetlerle icra edilmişti. Bütün dağ ve boğazlar cesetlerle dolu idi. Bizzat Gazi Muhammed’in bir kaç maiyet erkânı ile birlikte, müdafaa ettiği bir kulede, Gazi Muhammed ile birlikte, bütün müdafiler, süngüden geçerilmişti. Yalnız, Rus süngüsü ile duvara sıkıştırılmış olan genç ve cesur bir dağlı, bir kılıç hamlesiyle Rus askerini parçaladıktan sonra, göğsündeki süngüyü çıkarıp fırlattı ve cesetlerin üzerinden aşarak kule yanındaki uçuruma atladı. Bu hareketler, Rus askerleri gözü önünde cereyan etmişti. Rus askerlerine kumanda eden General Rozen, o zaman; “Bu küçük çocuk, zamanla Rusya’yı çok meşgul edecek” demişti. İşte bugün Çeçenistan’da şahlanan ve Cohar Dudagev’in şahsında sembolleşen o gencin asil rûhudur ki, bütün Çeçenistan’ı da, bütün Kafkasya’yı da Ruslar’a karşı “Cihad”a çağırmaktadır. Cemal ANADOL Kamer Yayınları
Hacı Murat
Lev Nikolayeviç Tolstoy
Tolstoy’un ölümünden bir sene sonra basılan son romanı Hacı Murat, hem savaş ve siyasetin doğası hem de iki farklı kültür ve dünya arasına sıkışıp kalmak hakkında bir hikâye. Tolstoy, gerçek olaylardan esinlenerek yazdığı bu romanda, Rus İmparatorluğu’na karşı kanının son damlasına kadar kahramanca savaşmış Çeçen isyancı Hacı Murat’ın hikâyesini anlatır. Çeçen lideri Şeyh Şamil’e anlaşmazlığa düştükten sonra Rusların tarafına geçen Murat, çok geçmeden her iki tarafın da güvenini kaybetti€ini fark eder. Ruslar tarafIndan önce sıcak bir karşılama görse de, hemen sonras›nda casus olduğu ?üphesiyle hapse atılır. Karısı ve oğlunun Çeçenlerin eline düştüğünü öğrendiğindeyse, her şeyi göze alarak ailesini kurtarmak üzere yollara dü?er. Ortak bir amaç için sava?an iki adamı karşı karşıya getiren bu mücadele dolu hikâye, yüzyıllar öncesinden bugüne uzanan siyasi sorunların doğasına da ışık tutuyor. “Tolstoy olmasaydı, edebiyat, çobanı olmayan bir sürü, içinden çıkılamaz bir kördüğüm olurdu.” Lev Nikolayeviç Tolstoy İletişim Yayıncılık
Rus Çeçen İlişkileri Bağlamında Çatışma ve İşbirliği Dinamikleri
Beyza Gülin Güney
Kafkasya denilince, elli kadar yerli halk ve bir o kadar dil konuşan etnik grubun bir arada bulunduğu ve tartışmalı sınırlarıyla sürekli olarak çatışmanın hüküm sürdüğü bir bölgeyi tasvir etmekteyiz. Kafkasya denilen bölge günümüzde kuzey ve güney olarak ayrılmaktadır. Güney ya da Transkafkasya deyince; üç bağımsız devlet olan Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan akla gelmektedir. Kuzey Kafkasya denilince de, Rusya Federasyonu’nun hâkimiyetindeki Kafkasya anlaşılmaktadır. Tarihsel süreç içerisinde bu bölgeye, bölgesel ve küresel aktörlerin dâhil olmasıyla güç mücadeleleri artmış ve çatışmalar daha da tırmanmıştır. Sovyetler Birliği’nin dağılmasının hemen ardından yeni şekillenen Rus coğrafyasında çeşitli çatışmalar yaşanmıştır. Bunlar arasında uzun yıllar süren ve bölgeye verdiği tahribat açısından en yıkıcı olan çatışma Çeçenistan’da meydana gelmiştir. Diğer özerk cumhuriyetler SSCB sonrası Rusya Federasyonu içerisinde çatışmaya evrilmeyen başarılı bir entegrasyon süreci yaşarken, Çeçenistan’da bu süreç ayrılıkçı hareket sonrası savaşa dönüşmüştür. Rus Ordusu, Rusya Federasyonu içerisindeki Çeçenistan topraklarına 1994 yılından 1999 yılına kadar askeri müdahalelerde bulunmuştur. Bu çalışmada da köklerini tarihten almış Çeçen-Rus çatışması bağlamında, Kuzey Kafkas coğrafyasındaki etnik sorunların ve çatışmaların zamanla bu bölgeyi içinden çıkılamaz bir hale getirmekte olduğu ve tarihin tekerrürü sonucu aynı çatışma sarmalına kısa sürede dönüldüğü görülmektedir. Bölgede sürekli devam eden çatışma ortamı, bölgesel ve küresel aktörlerin çatışmaları tırmandıran politikalarıyla sürece dâhil olmaları kalıcı bir çözüm üretilmesini ve bir barış ortamı doğmasını imkânsız kılmakta ve sürekli bir çatışma ortamına zemin hazırlamaktadır. Beyza Gülin Güney Cinius
Osmanlı Arşiv Belgelerinde Çeçen Göçü
Ali BOLAT
Bu çalışma Çeçenistan ve Kafkasya’dan Osmanlı topraklarına göç eden Çeçenlerin göç hareketlerine dair Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulunan arşiv uzmanlarının tasnif ederek listelediği belgelerin çevirisidir. Burada çoğunlukla Çeçenlere ait belgeler yer almakla beraber Çeçenlerle birlikte kader birliği olan diğer Kafkas halklarının göç ve iskânlarını da içermektedir. Çeçenlerin en büyük sayıdaki göçü 1865 yaz aylarında 5 bin hane (23 bin nüfus) olarak gerçekleşmiştir. Ancak arşiv belgelerinden de anlaşılacağı üzere bu tarihten önce ve sonra da göçler olmuştur. 1865’te gerçekleşen toplu göçte Çeçenler, Osmanlı topraklarının pek çok değişik yerlerine iskân olunmuş ve daha sonra pek çok yer değiştirmeler görülmüştür. Kafkasyalıların göçü esnasında çok büyük kayıplar olmuş ve çok meşakkatler çekilmiştir. Osmanlı topraklarına geldikten sonra da çeşitli zorluklar ve yerleştikleri yerlerde tutunabilme mücadelesi vermişlerdir. Bu esnada yerli halkla da pek çok sorun yaşanmıştır. Bununla birlikte Osmanlı Devleti’nin ve halklarının, gelen göçmenlere ellerinden geldiğince yardım ve destekleri de bu belgeler ışığında açıkça görülmektedir. Ancak pek çok yerde bu yardımlar yeterli olamadığı için aç kalan göçmenlerin yaşamını sürdürme güdüsüyle, etrafa saldırıları ve talanları da bir gerçektir. Osmanlının son dönemlerinde yaşanan bu hengâmeden diğer bütün halklar gibi Kafkasyalılar da paylarına düşeni almışlardır. 1865 göçünde gelenlerin önemli bir kısmı doğu bölgelerinde kalarak yerleştikleri yerlerde asimile olmuş ve bölge halkı arasında kaybolmuştur. Günümüze kadar etnisitesini, anadilini, gelenek ve göreneklerini koruyabilenler ancak bir köy halinde yerleşerek birlikte yaşayanlardır. Buna Kahramanmaraş, Sivas, Ürdün ve Suriye’ye yerleşenler örnek gösterilebilir. Ali BOLAT IQ Kültür Sanat Yayıncılık
Kafkasya Gerçeği
Dr. Ufuk Tavkul
Kafkasya, Karadeniz ile Hazar Denizi arasında uzanan yüksek sıradağların ve bu dağların üzerinde ve eteklerinde yer alan Abhazya, Adigey, Kabardey, Karaçay-Malkar, Osetya, Çeçen-Inguş ve Dağıstan ülkelerinin genel adıdır. Çeşitli Türk ve Hint-Avrupa kavimlerinin yanı sıra, Kafkasya’nın etnik ve sosyo-kültürel yapısının oluşumunda ve şekillenmesinde Yunan-Roma-Bizans medeniyetleri ile Ön Asya medeniyetleri de etkili olmuşlardır. Dışarıdan gelen bütün bu unsurlar Kafkasya’nın yerli kavimlerinin etnik ve kültürel yapıları ile birleşerek ortaya yeni bir sosyo-kültür kalıbı çıkarmıştır.Kafkasya halkları etnik yönden birbirleri ile karışırlarken, kültürel yönden de benzer yapılar oluşturmaya başlamışlardır. Kafkasya halklarının geleneksel hukuk sistemlerinde ve aile yapılarında da feodal ilişkilerin ve sosyal tabakalaşmanın derin izlerine rastlamak mümkündür. Kafkasya halklarının mitolojik eski inançlarında ve dinlerinde çok tanrılı inanç sisteminin etkisi görülmektedir. Ancak bütün Kafkasya halklarının eski dinî inançları üzerinde 6. yüzyıldan itibaren bölgede yayılmaya başlayan Hıristiyanlık etkili olmuştur. Bir süre sonra Hıristiyanlık inancı Kafkas halklarının eski çok tanrılı inançları arasında eriyerek semavî din olma özelliğini kaybetmiştir. 8.-19. yüzyıllar arasında Kafkasya halklarının büyük bölümü İslâmiyeti kabul etmiştir.Abhaz-Abazin, Adige, Karaçay-Malkar, Oset, Çeçen-İnguş, Lezgi, Avar, Kumuk, Lak, Dargı halklarından oluşan Kafkasya halkları, etnik ve sosyo-kültürel yönden yüzlerce yıllık bir süreç sonunda karışıp bütünleşerek, bugün akraba milliyetler haline gelmişlerdir. Bu bakımdan onları ırk ya da etnik köken kriterlerine göre sınıflandırmak ve farklı milletler olarak değerlendirmek bilimsel açıdan doğru değildir. Kafkasya halkları ancak dil gruplarına göre birbirlerinden ayrılarak sınıflandırılabilir. Dr. Ufuk Tavkul SELENGE YAYINLARI