Çok geniş bir sözlü folklor geleneğine sahip olan Çeçen-İnguşların (Vaynakhların), Sovyetler Birliği dönemine kadar olan dönemde yazılı edebiyatları ve modern sanat ürünleri hiç yok denecek kadar azdı. 19. yüzyılda başlayan ilk folklor derleme çalışmalarının ardından SSCB döneminde geleneksel müziklerin derlenmesi, kayıt altına alınması, geleneksel edebiyatın modern anlayışla yeniden ele alınması, sanatçıların ve yapıtların ortaya çıkması gerçekleşmiştir
Tarihsel süreç içerisinde Vaynakh müzikleri geleneksel olarak Sosyal ve Politik Şarkılar; Günlük Yaşam Şarkıları; Aşk Şarkıları; Hiciv Şarkıları; Mizahi Şarkılar; Dans Şarkı ve Ezgileri; Lirik Ağıtlar ve Kahramanlık Şarkıları, Destanlar, Ninniler ve Dini müzik olarak adlandırabileceğimiz Zikr’ler olarak sınıflandırılabilir.
Özellikle Kahramanlık şarkıları ve Destanlar diğer Kuzey Kafkasya halklarında olduğu gibi Çeçen halkında da önemli bir yer tutmaktadır. “İlli” adı verilen kahramanlık şarkıları sözlü, çalgı eşlikli ya da yalnızca çalgı ile seslendirilebilmektedir. Çok özel bir icra tekniği ve yeteneği gerektiren İlli’ler için, söyleyen kişinin günlerce önceden hazırlık yapması gerekmekteydi. Günümüzde İslamiyet’in yoğun olarak yaşandığı Çeçenistan’da 1980’li yıllardan sonra çok fazla seslendirilmeyen eski pagan kültüre ait olan bu destan şarkılarını en son söyleyen kişi Abdül-Vahit Damkaev’dir.
Kuzey Kafkasya’nın ortak kültür değerlerinden olan “Nart Destanları”, Çeçen ve İnguş kültüründe çok az ve karmaşık biçimde yer bulmalarına rağmen yine de bazı Nart Destan tanrıları panteonu ve kahramanları ile ilgili şarkılara rastlanmaktadır.
Vaynakh kültüründe pagan tanrılarla ve Nart kahramanları ile ilgili şarkılara az ve çok karmaşık olarak bulunmasının nedeni diğer Kafkasya halklarından çok önceleri pagan kültürden vazgeçerek İslamiyet’i kabul etmeleri olarak görülebilir.
İlli şarkılarında savaşçı kahramanlar konunun ana temasını oluştururlar. Bu kahramanlar cesur ve gözü pek, dikkatli ve temkinlidirler. Aynı zamanda Kafkas halklarının sosyal yaşam kurallarını oluşturan “Adat”⁵ kurallarını uygularlar. Bu kahramanların destan kahramanlarından farkı vardır. İnsanüstü değillerdir. Gerçek insanlar gibi halkı için, köyü için kendisini feda etmeye hazır, nazik, kibar ve onurludurlar. “İllança” adı verilen şarkıcıların söylediği İlli şarkılarına örnek olarak; İsmaylin Dudin illi, Ela Kaharmin illi, Zaytan Şihmirzin illi, Taymin Bibolatan illi, Evtarhoyn Ahmadan illi, Nesarhoyn Malsakan, Betakan Saldullin illi, Obarg Varin illi gibi şarkılar gösterilebilir.
Örneğin Taymin Bibolat şarkısında 19. yüzyılın başlarında çok ünlü bir binici olan halk kahramanı Bibolat anlatılır. Uzun yıllar Çeçenistan’da “Adat”a göre kurulan yaşlı mahkemesinde başkanlık yapan Bibolat, Çeçen topluluğunun çıkarlarını savunmaktaydı. Ünlü Rus yazarı Puşkin 1829 yılında yazdığı “1929 yılı Sefer Zamanı Erzurum Gezisi (Puteşestviye v Arzrum Vo Vremya Pohoda 1829 goda)” adlı anı kitabında Abrek Taymin Bibolat ile ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir
Vaynakhların günlük yaşamlarında en çok söyledikleri ve genellikle kadınların seslendirdiği aşk şarkıları ve maniler “Yiş” (Çeçen) veya “Eşarş” (İnguş) diye adlandırılmaktadır. Söylendiği yere, kişiye ve zamana göre de Laduglu yiş (Çeç.), Laduvgla eşaraş (İnguş), Halharan yiş (Çeçen), Halhara eşarş (İnguş), Zabare Eşaraş, gibi adlar almaktadır. Günlük yaşam içerisindeki komiklikleri, olumsuzlukları hicveden Yiş veya Eşarş’larda sözgelimi genç kızların evli erkeklerle dalga geçmesi gibi sözlere yer verilir. Eşarş şarkılarına Bezaman eşarş, Zabare Eşarş, Satiran eşarş, Halharan eşarş gibi şarkılar örnek verilebilir. Ninniler ise Aganan yiş (Çeçen), Dladija yiş (İnguş) olarak adlandırılır.
Aşk şarkıları Vaynakh halkının en çok sevdiği, popüler şarkılardı. Adat’a göre bu şarkıları daha çok genç kızlar söylemekteydi. Eski aşk şarkılarından birisi anne ve kızın karşılıklı konuşmasını seslendirmektedir:
Çeçen-İnguş geleneksel müziklerinin en çarpıcı örneklerine dans ezgilerinde rastlanmaktadır. Geleneksel töre ve törenlerin en vazgeçilmez unsurlarından birisi olan geleneksel danslar, Vaynakhların günümüzde diğer Kuzey Kafkasya halklarını da etkileyen önemli kültür ögelerindendir. Vaynakhların geçmişten günümüze kültürlerini ve ulusal karakterlerini çarpıcı biçimde yansıtan bu danslar ve ezgileri 1944 yılında Çeçen ve İnguşların Asya steplerine sürgün edildiklerinde Gürcü koreograflar tarafından alınarak sahneye taşınmış ve Gürcü dansları olarak dünyaya tanıtılmıştır.
Vaynakh halk danslarının geçmişi çok eskilere dayanmaktadır. Dansların karakteristik yapılarına bakıldığında Çeçen-İnguş halkının tarihsel ve kültürel geçmişinin, geleneklerinin estetik bir biçimde yansıtıldığını görmek mümkündür. Danslarda kadınların zarafeti ve inceliği erkeklerin ise atletik ve hareketli kol, ayak ve vücutlarının uyumlu bir biçimde dansın ezgisine eşlik ettiği görülebilir. Lezginka veya İslamey olarak adlandırılan bu dans ezgileri Dağıstan’dan başlayarak Kuzey Kafkasya’nın tamamına yayılmıştır.
İlk Çeçen halk müziği bestecilerinden birisi Umar Dimaev’dir. 15 yaşında profesyonel olarak garmon çalmaya başlayan Dimaev, ilk halk müziği bestelerini 1929 yılında yazmaya başlamıştır. 1939 yılında “Tüm Halk Müzikleri İcracıları Yarışması”nda birincilik ödülü aldı. 1954 yılında davet edilerek “Çeçen-İnguş Devlet Filarmoni Topluluğu”nun müziklerini yapmaya başladı. Dimaev’in eserleri yalnızca Çeçen-İnguş halkının değil tüm Kuzey Kafkasya’nın müzikal kültürüne büyük katkılarda bulunmuştur
Son yıllarda adı en çok geçen kompozitörlerden birisi Adnan Şahbulatov’dur. Şahbulatov, Çeçen müzik kültürüne yenilik getiren ve Avrupa müzik kültürü ile geleneksel Vaynakh müziğini birleştiren eserler bestelemiştir.
Çeçen halk müziğini temel alarak yeni eserler ortaya koyan diğer kompozitörler arasında Umar Beksultanov ile Umar Dimaev’in oğulları Said Dimaev ve Ali Dimaev sayılabilir.
SSCB döneminde Vaynakh müzikal kültürüne katkıları olan ünlü dansçı ve müzisyenler de şunlardır: bale ve dans sanatçısı Mahmud Esambaev; müzisyenler: Maryam Aydamirova, Valid Dagaev, Sultan Magomedov ve Şita Edisultanov.
1979 yılında Şita Edisultanov önderliğinde kurulan “İlli” adlı halk şarkıları korosunun günümüze kadar çok sesli Vaynakh müziğinin tanıtılmasında çok büyük katkıları olmuştur. Topluluk, İmran Usmanov, Magomed Yasayev, İlâs Abdulkarimov, Sultan Paşayev, Kamaldi Gambulatov, Suleyman Tokkayev, Magomed Ujahov, Biluhaji Didigov, Ramzan Çakarayev, Malh-Azni Aziyeva, Malika Aydamirova ve Aymani Aydamirova’dan oluşmaktaydı. 1999 yılında Rus – Çeçen savaşı sırasında çalışmalarına ara veren topluluk yenilenerek konserlerine devam etmektedir.
Vaynakh kültüründe ve özellikle Çeçenlerde son yıllarda İslami geleneklerin yoğun olarak yaşandığı ve bunun sonucu olarak dini müziğin ve “Zikr” törenlerinin çokça yapıldığı görülmektedir. Namaz öncesi veya sonrası düzenlenen bu törenlerde söylenen Zikr’ler Allahın adını anmayı, Peygamberin ve din büyüklerinin yaşamına övgüleri içerir.
Vaynakh Geleneksel Çalgıları:
Diğer Kafkasya halklarında olduğu gibi Çeçen ve İnguş müzikal çok sesliliği ve koral yapısı geleneksel töre ve törenlerde icra edilen müziğin temelini oluşturmaktadır. Bu müziğe eşlik eden çalgılar da söz konusu çok sesliliğe uygun olarak düzenlenmiş olan klavyeli, telli, yaylı, üflemeli ve vurmalı çalgılardır.
Ekim Devrimi sonrasında 1930’lu yıllarda Çeçen-İnguş Cumhuriyeti’nde birçok yerel halk çalgıları orkestrası, Halkdansları toplulukları ve bunlara eşlik eden çalgı toplulukları kurulmaya başladı. 1936 yılında da Devlet Halk Çalgıları Orkestrası kuruldu. Çalgı bakımından çok zengin olmayan Vaynakh kültürüne Rus ve diğer Kafkas halklarından yapılan yeni çalgı uyarlamaları yapıldı. Böylelikle aslında çok zengin olan geleneksel müzik kültürüne icra ve dinleti zenginliği de katılmış oldu.
Garmon: 1800’lü yılların sonlarında Almanya’da yapılarak Rusya’da ortaya çıkmış ve 19. yüzyılın sonlarında Kuzey Kafkasya’da yaygınlaşmış olan, günümüzde en çok kullanılan akordeon benzeri çalgı olan “Garmon”, Çeçenlerde “Kekhat Pandur (Çeçen) veya Kakhat Pandar (İnguş)” adını alır.
Vaynakhlarda başlangıçta geleneksel olarak kadın çalgısı olarak bilinen, son yıllarda erkeklerin de çokça çalmaya başladığı bir çalgıdır. Kromatik ve diyatonik olarak iki çeşidi bulunur. Geniş melodi yapısıyla dans müziklerinde de en çok kullanılan çalgıdır.
Günümüzdeki en iyi icracıları olarak Ramzan Paskaev, Batraz Tsarahov, Umar sagaipov, Deni Satabaev, Bulat Gazdanov, soslan Dzutsev ve Aslan Şautvalov sayılabilir.
Telli Çalgılar:
Dahçan Pandar (İnguş), Deçig Pondar (Çeçen):
Vaynakh halkının en eski halk çalgılarından birisi olan Deçig Pondar (Dahçan Pandar), üç tellidir. En eski biçimlerinde teller at kılından, sığır damarlarından veya hayvan sinirlerinden yapılmaktaydı. Günümüzde artık metal teller kullanılmaktadır. Çalgının sözcük etimolojisine bakıldığında Çeçence phan (çeç), Phon (İng)=damar, “dar=yapılan anlamına gelir. Daha sonra Deçig (Çeç), dahçan (İng)=ağaç sözcüğü eklenerek “Deçig Pondar”, “Dahçan Pandar” olarak adlandırılmıştır.
Efsaneye göre Moğol İmparatoru Timur askerlerine: “- Çeçenlerin Pondar’ını aldınız mı? diye sorar. Askerler almadıklarını söyleyince Timur: “ – O zaman Çeçenleri fethedemedik!” demiştir.
Rus–Çeçen savaşına kadar hemen her evde mutlaka bir Deçig Pondar bulunmaktaydı. Vaynakh halkının en önemli geleneksel çalgısı olarak görülmekteydi. Savaş yıllarına kadar “İllança”ların söylediği “İlli” denen epik şarkılara eşlik çalgısı olarak kullanılan çalgılardan birisiydi. Son yıllarda okullarda verilmeye çalışılan eğitimler, televizyon ve radyo kanallarından yapılan yayınlarla bu çalgının eski günlerine kavuşturulmasına çalışılmaktadır.
Günümüzde Deçig Pondar yapan ustalar çok azalmıştır. Son yıllarda bu çalgıyı yapan ustaların başında İbragim İsmailov gelmektedir. Daha sonra Gudermes şehrinde seri imalat yapan Hasan Bazaev usta bilinen en iyi ustalardır.
Şiytmerz (Шийтмерз): Lir çalgısına benzeyen bir çeşit Arptır. 12 tellidir. Çeçence de anlamı oniki tel (Şiytta: oniki, merz: tel) demektir. Eskiden genellikle Nart şarkıları bu çalgı ile seslendirilirdi ancak günümüzde bu çalgı çok az kullanılmaktadır.
Yaylı Çalgılar:
Adhoku Pandur (Çeçen), Çondarg (İnguş): Gövdesi yuvarlak, diktörtgen veya elips formunda, iki diz arasına alınarak çalınan yaylı bir çalgıdır. Kimi zaman da bir askı vasıtasıyla omuza asılarak da çalınır. Çoğunlukla akçaağaçtan yapılır. Eskiden “İlli” denen epik şarkıları söyleyen “İllança”lara eşlik çalgısı olarak kullanılırdı.
Üflemeli Çalgılar:
Şedalg (Çeçen), Şedilg (İnguş) (Шедолг, шедилг): Bir çeşit kaval olan Şedalg, kamıştan veya kestane, gül, ceviz, akçaağaç gibi ağaçlardan oyularak yapılır. En eski Çeçen-İnguş çalgılarından olan Şedalg’ın Nartlar döneminden bu yana var olduğu kabul edilmektedir.
Zurma (Zurna): Anadolu, Asya, Balkanlar ve İran’ı da içine alan geniş bir coğrafyada kullanılan bu halk çalgısı Çeçen-İnguş kültürüne Dağıstan bölgesinden girmiş bir çalgıdır. Dağıstan bölgesine de Azerbaycan’dan girdiği düşünülmektedir. Dağ köylerinde genellikle erkeklerin açık havada düzenledikleri töre ve törenlerde yöre ezgilerini seslendirmek için kullanılır.
Vurmalı Çalgılar:
Jarğa (İnguş), Jirğa (Çeçen): Bir çeşit deftir. Erkekler tarafından dini müziklerde ve zikr ayinleri sırasında kullanılır. Halk Çalgıları orkestrasında da çeşitli boyutlarda olanları kullanılmaktadır.
Vott veya Vota (Koltuk davulu): Diğer Kafkasya halklarında doli, dauli, baraban gibi adlar da alır. Silindir formunda bir kasnaktan yapılmış olan çalgının her iki tarafına gergi mandallarıyla keçi, oğlak ya da geyik derisi bir sağlam ip aracılığıyla gerilir. Ortalama olarak 30cm. çapında, 30cm yüksekliğindedir. Farklı ses tonları elde edebilmek için daha büyük ve küçükleri de yapılmaktadır. Koltuk altında avuç içleri vurularak elle ya da iki bacak arasında küçük sopalarla çalınır. Kasnağın yapımında genellikle ceviz, akçaağaç gibi ağaç cinsleri tercih edilir. Son yıllarda plastik malzemeden yapılanları da görülmektedir.
Geleneksel Vaynakh Müziklerinin Yapısal Özellikleri
Kuzey Kafkasya halk kültürünü oluşturan en önemli unsurlardan birisi olan geleneksel müzik, batı müziği formlarına yakın özellikler gösterir ve çok sesli (Polyphonic)’dir. Dünya üzerinde yapılan araştırmalarda en eski polyphonic müzik yapılarından birisinin Kuzeybatı Kafkasya’da bulunduğu saptanmıştır. Geleneksel polyphonic müzik yapısını oluşturan melodik yapı, solo bir ses üzerine içerisinde dinleyici-icracı ayrımı gözetmeksizin törene ya da geleneksel toplantıya katılan herkes bu grubun söylediği iki, üç ya da dört sesle yapılan bir dem (pedal, ostinato)’den oluşur (vocal polyphony). Böylelikle insan sesleri de bir çalgı gibi işlev görebilir. Bu sesler, ya aynı perdeden, bunun dörtlüsü, beşlisi ve oktavından solistin okuduğu melodiye eşlik etmesi için katılımcılar tarafından paralel olarak söylenmektedir.
Müzik iki ana şekilde karşımıza çıkmaktadır; ilki hızlı öğrenmeye yatkın, basit şarkı formundadır. İkincisi ise resitatif inici seyirli, uzun melodilerle okunan sözlere sahip olan biçimidir.
Diğer Kuzey Kafkasya halklarından (Adige-Abhaz, Karaçay-Balkar, Oset ve Dağıstan) farklı olarak Çeçen-İnguş müzikal yapısında iki ve üç partili ezgiler bulunmaktadır. Bu ezgilerde dikkati çeken en büyük özellik genellikle üç partili olan polifonik müziklerde uyumsuz seslerin çokluğudur. Üç partili çoksesli ezgilerde, orta parti melodiyi taşırken diğer iki ostinato parti, beşli aralığı melodi çizgisine yakın tutarlar. Ön plandaki solistin seslendirdiği ezgiye, koral bir dem ya da ostinatoyla eşlik edilir. İçeriğindeki aralık ve akorlarda sıklıkla disonant bulunur (7’li, 2’li, 4’lü). Bu kullanım tüm Kuzey Kafkasya’da göreceli olarak yaygın olsa da Çeçen ve İnguş müziğinde daha keskin disonantlar üç partili polifonik yapısıyla daha çok sıklıkta rastlandığı gözlemlenebilmektedir. Kadanslar çoğunlukla tonik, dördüncü ve beşinci dereceyi birleştirmiş uyumsuz bir akorla biter.
Vaynakh geleneksel müziklerinde ağırlıklı olarak bölgede dorian dizilişler hâkimdir. Ancak dağlık İnguş bölgelerinde yapılan derlemelerde ikili, küçük üçlü ve büyük altılı aralıkların kullanıldığı görülmektedir.
Sonuç
Kuzey Kafkasya’nın en eski halklarından birisi olan Vaynakhlar köklü gelenekleri, çok katı sosyal yaşam kuralları ile bilinen bir halk olmasına rağmen müzikal açıdan zengin bir kültüre sahiptirler. Dünya müzik kültürü içerisinde ve Türkiye’de çok az bilinmektedirler. Bazı kaynaklara göre 100.000 kadar Çeçen-İnguş’un yaşadığı Türkiye’de çok fazla tanınmayan bu kültürün kaybolmaya başlamış olan müzikal değerlerinin tekrar canlanması gerekmektedir 9 . Bu amaçla Türkiye Vaynakhlarının Rusya Federasyonuna bağlı olan anavatanları İnguş Cumhuriyeti ve Çeçen Cumhuriyeti ile olan ilişkilerinin arttırılmasının sağlanması düşünülebilir. Son yıllarda bu ilişkilerde küçük canlanmaların bulunduğu gözlenmektedir. Bu canlanmaların kayıt altına alınması, değerlendirilmesi, incelenmesi ve Anadolu müzik kültürüne olan katkılarının ortaya konması gerekmektedir.
Bu yazı Cumhuriyet Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi sinden Sayın Tekin Koçkar ve Sayın abrek Koçkar’ın yayınlanmış Çeçen ve İnguş halklarının geleneksel müzik ve çalgıları na genel bir bakış isimli makalelerinden derlemeler yapılarak hazırlanmıştır.
https://ebedbizimdir.com/2020/01/15/cecen-ingus-muzik-ve-calgilarina-bir-bakis/