İlkbaharda İlk Gök Gürlemesi Ve Kadim Bir Çeçen Adeti

” Gi meš ma disiyl, cu bes ma bisiyl”
“Ги мец ма дисийл, ч1у бес ма бисйл”
“Karın(lar) aç kalmasın, tahıl ambarı boş kalmasın”

Toprak ve mahsüller insanoğlunun tarımsal hayata geçişinden sonra beslenmesi için büyük bir öneme sahip olduğu görülür. Özellikle öğütülebilen gıdalardan, hububat üretimi hem bugün hem de binlerce yıldır aç kalmak endişesinin temelinde yapılıp devam eder. Hz. Yusuf’un Firavunun rüyasını tabir ederek yedi yıl üretilen hububatı depolatması ve sonrasında yedi kıtlık yılında bu hububatın kullanılması hikayesini çoğu insan duymuştur. Bugün Ülkemiz için Konya, Trakya tahıl ambarı, ülke dışında bir çok ülkenin ve Türkiye’ninde buğday ithal ettiği Ukrayna devleti için tahıl ambarı sözlerini hep işitiyoruz. Ukrayna Rus savaşının bu üretime veya başka ülkelerin savaştan dolayı buğday tedarikinde sorun yaşanma ihtimali, açlık endişesinin günümüzdeki tezahürü olduğunu görüyoruz.
Çeçen dilinde tahıl ambarı sözcüğü yukarıdaki tümcede geçen cu=ч1у sözcüğüdür. Ürün, buğday, öğütme, değirmen gibi sözcüklere baktığımızda etimolojik olarak Urartu, Hitit ve Sümerler’e uzanan bir geçmişi görebiliyoruz.

Sümerlerde ambar anlamında šu-tum=ч1у-тум, Hititlerde Sümerler’de de yer alan ARAH, É=ev sembolü ile birlikte hal-ki, hal-kiyaš, KIŠLAH, buğday anlamında Sümer gig(kik), tohumluk buğday še geš-i ba(geš=к1ец-i ba, buğdaylık yapma, ba Çeçen dilinde öyle olan, yapılan anlamı), Hitit dilinde Buğday “kan-za(kan-şa=к1ан ша), yine hattar(Çeçen dilinde harman, harman yeri), genel olarak Hititlerde halki-aş hububat anlamında kullanılmıştır.ARA, harra, öğütme anlamındaki Çeçen sözcükleri bu kadim dillerde yer almıştır. Hititlerin Çeçen dilinde olduğu gibi DUG bir kap, bir çeşit kupa anlamındaki DUG ve değirmen, değirmene ait, öğütme anlamının olduğunu gördüğümüz harşi, DUGharşi dediklerini biliyoruz.

Bu etimolojik bakış açısından sonra ilkbaharda gök gürlemesinin farklı toplumlar için farklı eylemlere netice verdiği görülebilir. Örneğin geçmişte Türkler ilkbaharda ilk şimşekler çaktığı zaman dışarıya çıkarlar çadırlarının çevresine süt ve ayran gibi yiyecekler dökerlerdi. Bu bir nevi yıldırım veya şimşek Tanrısına sunulan bir saçıydı. (ögel, 2010, s.279) Hititler ilkbaharda gök gürlediğinde “harşi” kabını(ambarını- muhtemelen Çeçenlerde eskiden genellikle üç bölmeli tahtadan yapılma ambar kabı-“ч1у” olması muhtemel ) açarlar ve içindekileri ezerek öğütürlerdi. (Gavaz, Hititlerden günümüze yağmur duası, Hitit üniversitesi uluslararası bütün yönleri ile Çorum sempozyumu, 28-30 nisan, 2016, s.576-578). Hititliler gök gürlemesine “tethişşar, tethişnanşa” demişlerdir. Çeçen dilinde “tet ya da tat” sözcüğünü bir şeyin yüksek ses çıkarması olarak tanımlayabiliriz. Bu gürültü anlamında değildir. Bunun yerine bugün sözlü olarak “ğoğ” anladığımız aslında karışık gürültülü ses ya da kötü karışık anlaşılmayan sesler anlamının “ğolğ” olduğu yorumunu yapabiliriz. Köpeğin ses çıkarması taklit edilirken de bu kullanım vardır.

Çok seslerin olduğu, birbirine karıştığı ortam anlatılırken “ha hu düsci sca xiir, ğalğ, ğolğ deş aş bar” =хьа х1у дуйций ца хиир, г1алг1 г1алг1 деш а1ш бар=kimin ne dediği anlaşılmıyordu, gürültü yapıp duruyorlardı” cümlesi gürültüyü anlatır. Esasen diller doğayı taklit ettiklerinde bu tarz sözcüklerin Çeçen dilinde de varlığı görülür. Hititlerin de gürültü anlamında “galgalina(ğalğalina)” sözcüğünü kullandıklarını görüyoruz. Bugün varlığı ortadan kalkmış olan ilk baharda ilk gök gürlemesinden sonra Abhaz çiftçilerinin de çatılara vurma adetinin eskiden var olduğunu biliyoruz.

Çeçenlerde bereketin, bolluğun olması için yapılan tahta tahıl ambarına vurma eylimini gerçekleştiren belki de son kişi annemin annesiydi. Bu eylem ona ve ailesine her yıl bereket ve bolluk getirdi mi bilinmez ama o her yıl ilkbaharda ilk gök gürlemesinden sonra tahıl ambarına vurmaya devam etti. Ambarlar boş kalırsa açlık kapıdaydı. Bu açlığı yaşadıklarını düşündüğümüz atalarımız “Gi meš ma disiyl, cu bes ma bisiyl=karın(lar) aç kalmasın, ambar(lar) boş kalmasın” demeye devam ettiler.
Tarımla uğraşan çiftçilerimize bol ve bereketli ürünler hasat etmeleri dileği ve duasıyla “ambarlarınız dolsun taşsın, bol kazançlar elde edin inşallah”.

KAYNAK
Aydın, Nafiz, Büyük Sümerce Sözlük, Türk Dil Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2013
Gavaz, S., Özlem, Hititlerden Günümüze Yağmur Duası, Hitit Üniversitesi Uluslararası Bütün Yönleri ileÇorum Sempozyumu, 28-30 Nisan, 2016
Ögel, Bahaeddin, Türk Mitolojisi C1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2010
Ünal, Ahmet Hititçe-Türkçe Türkçe Hititçe sözlük, Bilgün Kültür Sanat yayınları, Ankara, 2016

 Hami Özdil

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir