Kitap ve Hikmet

Hazırlayan : Yahyahan GÜNEY

21.03.2022

 

Bismillah, Elhamdülillah, Salatü Selam Resulullah.

قَالَتْ اِنَّ الْمُلُوكَ اِذَا دَخَلُوا قَرْيَةً اَفْسَدُوهَا وَجَعَلُٓوا اَعِزَّةَ اَهْلِهَٓا اَذِلَّةًۚ وَكَذٰلِكَ يَفْعَلُونَ
(Kraliçe Belkıs) şöyle dedi: “Krallar bir memlekete girdi mi, orayı harap ederler ve halkının ileri gelenlerini zelil hâle getirirler. İşte onlar böyle yaparlar.” ( Neml suresi 34.ayet)

Dünyayı, insanı en iyi tanımlayan ve bize en doğru yol gösterici olan kutsal kitabımız, içerisinde yaşadığımız hayattaki her türlü problemle ilgili faydalanabileceğimiz yol göstericiler barındırıyor. Bu sebeple okumak, anlamaya çalışmak Resul-i Zişan efendimizden neşet eden hadisi şerifleri incelemek, anlamaya çalışmak, her biri bir güneş gibi alimlerimizden faydalanmak gerekiyor.
Son dönemde Ukrayna ve Rusya savaşı çok gündemde. Bu vecihle kur’an-ı Kerim’de NemL Suresinde geçen Hz Süleyman, Hüddut ve Belkıs kıssası aklıma geldi. 15. ayetten başlayan ve 44. ayete kadar geçen bölümde Belkıs’ın müslüman olmasına kadar seyri sülükunu anlatan bölümlerde özellikle 34 ayet ve orada konuşulan hikmetli sözleri hatırladım.

Kuvvet ve kudreti ile bir imparatorun haber gönderdiği ve kendisine itaat istediği güçlü, zengin ülkenin melikesi; beraberindeki istişare heyetine dönüp sorduğunda müşavirler hep birlikte ona şu cevabı verdiler: Biz güçlüyüz, zorlu savaşçılarız, yine de yetki senindir artık ne buyuracağını sen düşün. İşte burada akil melike’nin cevabı çok yerinde ve hikmetli.
Bir güçlü imparatora nasıl davranılması gerekiyorsa o şekilde davranan melike hem kendisi kazanıyor, hem toplumuna kazandırıyor. Önce hediyeler gönderiyor, sonra ilişki kuruyor, ortak bir zemin arıyor. v.s. (1)
Büyük müfesir Elmalılı Hamdi Yazir Bu ayeti şöyle tefsir etmiş.
‘‘Bunun üzerine harp düşüncesini bir tarafa bırakmak üzere dedi muhakkak ki melikler bir memlekete girdiklerinde, yani harbederek girdikleri zaman onu bozar perişan ederler ve halkının ulularını perişan ve hakir hale getirirler, öldürme, esaret, başka yere sürme, hapis ve benzerleri gibi çeşitli aşağılama, hakaret ve kötülüklere düşürürler böyle de yaparlar mı yaparlar. Yani “bana karşı baş kaldırmayın” diyen Süleyman da böyle yapar mı yapar. Bundan dolayı harpten mümkün olduğu kadar sakınmak ve memleketi düşman baskınına uğratmaya sebebiyet vermemek gerekir. ‘‘ (1)
Tartışılabilir ve karşılaştırmada farklılıkları olabilir birçok yönü olsa da bu kıssa ve bu ayeti kerime (Neml 34) bize halihazırdaki Ukrayna ve Rusya arasındaki olan olayı hikmet penceresinden siyasi olarak nasıl değerlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Özgürlükler, doğrular, yanlışlar haklar ve adalet terazisi yanında bir sosyal grubu, bir halkı, bir devleti yöneten ve onun maliki olan yöneticilerin aslında davranması gereken kalıpları ve şekilleri bize öğretiyor. Sadece bilgi, akıl ve arzularıyla hareket eden bir siyonist yahudi’nin öncülüğündeki Ukrayna’nın geleceğini tahmin etmek zor değil.
.
وَأَنزَلَ اللّهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكَ عَظِيمًا
“Allah sana Kitab’ı (Kur’ân’ı) ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın sana lütfu çok büyüktür.” (Nisâ, 4/113)
Yine kur’an-ı Kerim’de geçen kitap ve hikmeti verdik şeklindeki birçok ifade; bize sadece bilgi ve kurallarla, datalarla değil Onu tamamlayıcı olan Hikmet tanımına götürüyor.
Evet Hikmet.
Yani bir yönüyle bilgelik denilebilir.
Ukrayna’nın ihtiyacı olan şey de esas olarak budur.
Bizim de.

Bu hikmetli davranış Elhamdülillah bizim ülkemizde var. Bakınız, ülkemizi ekonomik saldırı ve baskılarla, türlü ihanet şebekeleri ve darbe girişimleri ile zapturapt almaya çalışan batılı güçlere karşı idarecilerimiz nasıl davranıyor? Ortak çalışma zeminleri arıyor, işbirliği modelleri geliştirmeye çalışıyor. Ülkemize yapılan yaptırımlara nezaketle, izahatle ve sabrederek mücadelesine devam ediyor. Toplumumuzu ve topraklarımızı bir maceraya atmıyor.

Birçoğumuz belki bilmez ama bu vesile ile rahmetli Çeçenistan devlet başkanı Cevher Dudayev’in de böyle bir hikmetli kişiliğe sahip olduğunu düşündüğümü hatırlatarak yazımı tamamlamak isterim.
Birinci Rus-Çeçen Savaşı öncesinde çerkez asıllı hemşerimiz Kalmuk Yura kendi isteği ile, büyük bir kardeşlik yaklaşımı ve desteği göstererek Rusya Federasyonu Güvenlik Konseyine müracaat etmiş. Resmi bir ünvanla Cevher Dudayevle gelir, görüşür ve ona;
–Savaşa neden olma! Halkının kırılmasına müsaade etme.
Der. Dudayevin cevabı ise
–Halkımı savaşa sokmaya niyetim yok. Hatta halkımızı savaşa sokmamak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım.
Cevabını verir. Arkasından da kabul edilebilir bir takım taleplerle ortak bir zemin aradığını ifade eder. (2)

Ancak yine maksad-ı ilahi farklıdır ve olan olur.
Şüphesiz olan; olabilecek olanın en iyisidir.

Şair ne güzel söylemiş.

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır. (3)

Son söz:
Taşı yumurtaya vurursan yumurta kırılır,
Yumurtayı taşa vurursan yine yumurta kırılır. (Çin atasözü)

Yahyahan GÜNEY
Başakşehir
21.03.2022

1– http://www.kuranikerim.com/telmalili/neml.htm
2– https://kafkasevi.com/index.php/article/detail/221
3. https://www.antoloji.com/surgun-ulkeden-baskentler-baskentine-siiri/

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir