Hitit toplumunda “çift isim” olgusunu salt taht geleneği veya unvan biçiminde değil, toplumsal-anlamsal (sosyopragmatik) bir gelenek olarak görmek gerekir. Hatti–Hurri–Hitit toplum yapısının Kuzey Kafkas (özellikle Nakh) kültür kodlarıyla ortak bir sosyal temelden geldiği fikrini destekleyen çok güçlü bir halk-etnografik bir temelin varlığını tez olarak ileri sürüyoruz.
Çeçen toplumunda “ikinci ad” (sosyal ad) geleneği vardır. Bu örneği gelinlerin, yeni ailesinde eşinin erkek ve kız kardeşlerine isim takma geleneği (tabusu) ile kendisini gösterir. Gelinler kayın ve görümcelerin isimlerini doğrudan telaffuz edemez, yeni bir isim ile hitap ederler. Bu bir saygı yasağıdır. Tabi bu Kafkas haklarında genel olarak görüldüğü gibi Anadolu’da belli bölgelerde veya bazı tekil örnekler bulunabilir.
Aynı zamanda Annelerin veya diğer aile büyüklerinin çocuklara ikincil bir ad verdikleri görülür. Bu durumda yeni bir ad (çoğu zaman sevgi, mizah veya statü çağrışımlı) ikincil ad olarak verilir. Çocuklar veya yakınlar arasında da ev içi ad (ör. Kukku, Nunnu, Balla, Salla vb.) kullanımı vardır; bu, kimliğin sosyal bağlamda yeniden tanımlanmasıdır. Bu sistem, kimliğin “toplum içindeki konumla yeniden adlandırılması” esasına dayanır.Yani kişi bir role, statüye veya ilişkisel pozisyona geçtiğinde, dilsel kimliği değişir. Bu, antropolojik olarak “ilişki temelli adlandırma sistemi” Kafkas halklarında belirgindir.
Hitit–Hatti–Hurri toplumlarında benzer bir olguyu bazı metinlerdeki isimlerden çıkarım yaparak görebiliriz.Hitit belgelerinde yazışmalarda ikincil, küçültmeli veya ilişkisel isimler geçer: Kukku, Nunnu, Lulu, Pappa, Dudu, Šuppi, Mimmi gibi adlar, hem çocuk adları hem de bazen yetişkinlerde yakın çevre adları olarak görünür. Bu biçimler, Hitit toplumunda ev içi / aile içi hitap veya sevecen ad olarak işlev görmüş olabilir. Aşağıdaki Hitit metindeki isimler bunu göstermektedir. Bu isimlerden bazıları çift isim olarak halen Çeçen toplumunda varlığı görülür.
CTH 272
Citatio: (ed.), hethiter.net/: CTH 272 (TRde 22 Şubat 2013)
9 — Šarka’nın (gözetiminde olanlardan) – yani Nunnu, Muwa, Ḫurmel, Kukku ve Zuru’nun (Šarka scil.) erzaklarından – Kuluppa adamı Taš, yolluk olarak 1 koyun, 1 giysi, 1 ḫištani giysisi, 3 kaballum giysisi, 3 puššali giysisi, 3 çift ayakkabı, 1 ölçek iyi domuz yağı, 5 peynir, 5 porsiyon ekşi maya, 6 parīsu emmer unu.
Kimi zaman aynı kişi, resmi belgede “Kukkuili” ya da “Nunnuzzi” gibi türevle geçer; bu da sosyal ad → resmî ad dönüşümünü gösterir.
Bu örnekler yalnızca dilsel değil, toplumsal rol değişimini yansıtan bir gelenektir.
Tıpkı Çeçen toplumunda gelinin veya bir çocuğun “yeniden adlandırılması” gibi.
Hatti-Hurri kökenli “iki ad” sistemi
Bu kültürlerde kişisel adlar genellikle iki kökten oluşur:
Bir temel ad (asıl ad)
Bir ilişkisel veya toplumsal bağlam ad (ör. tanrı adı, akrabalık, unvan veya sevecen biçim)
Örneğin:
Urhi-Tešub = “Tanrı Tešub’un kölesi / bağlısı”
Šuppiluliuma = “Saf (tanrı) Lullu’nun insanı” anlamına gelir.
Eğer Hint-Avrupa perspektifiyle konuya yaklaşılırsa “Kukku, Nunnu” tipi örnekler daha erken, yerel (Hatti) halk diline aittir cümlesi kurulabilir. Ancak bu adların Hint-Avrupa kökenli olmadığı da açıktır ve fonetik olarak Kafkas tipolojisiyle (Nakh) benzerlik gösterir.
Hitit krallarındaki “çift ismin” bu bağlamda yorumlanması
Kralların tahta çıkınca aldıkları ikinci ad, sadece siyasi unvan değil, sosyal rolün değişimi anlamına gelir.
Yani tıpkı Çeçen toplumunda birinin “gelin, ana, büyük” gibi yeni bir statüye girdiğinde adının değişmesi gibi, kral da “kral” olduğunda yeniden adlandırılır.
Bu, antropolojik olarak “isim tabusu + statüye göre yeniden adlandırma” pratiğidir.
Bu durumda Hatti–Hurri–Hitit geleneği, Çeçen toplumundaki ad değişimi geleneğiyle doğrudan aynı kültürel kökene dayanmaktadır diyebiliriz.
Hitit metinlerinde ad, Morfolojik özelliği ve Çeçence paraleli
Kukku KBo 17.1, KUB 21.38 İşçi/çocuk kaydı Tek kök + ikileme Çeç. Kukku (erkek çocuk takma adı)
Nunnu KUB 35.54 Tapınak hizmetlisi kaydı Tek kök + ikileme Çeç. Nunna / Nunnu (küçük oğlan/torun adı)
Lullu Hatti metinlerinde Halk ismi kök “lul” (sevimli?) Çeç. Lollu, Lula(çocuk adı)
Šuppi / Šuppil- Krallık adı “saf, temiz” anlamı kök šup- (beyaz, parlak) Çeç. sup / supha (temizlemek, saf) köküyle ilişkili olabilir.
Hitit metinlerinde sadece statü nedeniyle mi “çift isim / ikinci ad” verilirdi?
Hitit tabletlerinde şahıs adları bazen kral, bazen rahip, bazen de sıradan görevli kişiler için kullanıldığı görülür.
Labarna / Hattuşili KBo 3.1 (Hattuşili I yıllıkları) Labarna unvanı, Hattuşili taht ismi Kral tahta çıkınca “Labarna” unvanını alır; “Hattuşili” ise “Hattuşa’nın adamı” anlamındadır. (Bryce 2002, s. 55)
Tabarna / Arnuwanda KUB 14.10 Tabarna kraliyet unvanı, Arnuwanda kişisel isim “Tabarna” tıpkı Mısır’daki “Firavun” gibi “kraliyet adı”dır. (Güterbock 1958, JNES, s. 73)
Muršili / DUMU.LUGAL KUB 19.29 Muršili LUGAL.GAL DUMU.LUGAL Labarna Aynı tablette hem kralın kişisel adı hem “Labarna” unvanı geçer. Statü belirginleştirmesi yapılır.
Tudhaliya / Tabarna KBo 4.4 “Tabarna Tudhaliya” Burada “Tabarna” açıkça taht adı olarak Tudhaliya’nın önüne getirilmiştir.
Kizzuwatnalı Šunaššura KUB 23.72 “Šunaššura / Šunuzzi” biçimleri Aynı şahıs, iki farklı biçimde geçer; kısa biçim halk diline ait, uzun biçim resmi kayıtlarda görülür. (Houwink ten Cate 1970, Anatolian Studies, s. 91)
Çift isim geleneğinin sosyo-kültürel işlevi
Hitit belgelerinde bu durum yalnızca krallar için değil, rahip, büyücü, saray görevlisi ve halk üyeleri için de görülür.
Bu, bir isim tabusu veya rol değişimi işareti olabilir.
Örneğin:
Bir ritüelde “Maratti / Šalli” aynı kişi olarak geçer; biri törensel adı, diğeri günlük kullanımıdır.
(Beckman 1983, Hittite Birth Rituals, s. 18–20)
Bu sistem, Çeçen toplumundaki “adıyla çağrılmama” kuralıyla benzer bir mantığa sahiptir:
Hititlerde kutsallık veya resmiyet nedeniyle ad gizlenir veya değiştirilir.
Bu yapı, bireyin statüsüne göre isim değiştirme anlayışının Hititlerdeki sistemle fonksiyonel olarak örtüştüğünü gösterir.
Morfolojik ve fonetik dikkat noktası
Metin türü yanılgısı ile Hititlerde çift isim resmi veya törensel adlar içerir çıkarımı yapılamaz. Elimizdeki Hitit belgelerinin %90’ı ritüel, diplomatik, idari veya dini metinlerdir.
Yani doğası gereği zaten resmî veya törensel adlar içerirler. Bu, günlük dilde veya halk arasında kullanılan “sevgi temelli, aile içi, yerel isimlerin” görünmemesine yol açar.
Dolayısıyla:
“Hititlerde isimler hep törenseldir” demek, sadece elimizdeki yazılı verinin türünden kaynaklanan bir yanılsama olur.
Hitit toplumun halk dili ve sözlü kültürü bilinmediği için, o alandaki “duygusal, aidiyet temelli, sevgi isimleri” kayıt dışı kalmıştır. Ancak metinlerdeki sınırlı sayıdaki bazı “Kukku, Nunnu, Lulu” gibi isimlerin varlığı bu eksikliği görünür kılıyor. Bu isimler statüyle değil, tamamen duygusal ve ailevi adlandırma biçimleriyle ilgilidir.
Bu tip adlar fonetik oyun ve duygusal ses temellidir; bu da dilin çocuk dili ve aile içi kültür katmanına işaret eder.
Dolayısıyla bu adlar, ritüel veya statüyle değil, psikolojik ve kültürel duygulanımla ilgilidir.
Resmî belgelerde nadiren geçen bu isimler sosyal tabaka hakkında çok şey söyler.
Sonuç olarak: sosyo-dilsel bir süreklilik görülür. Bu durumda ortaya çıkan tablo şudur:
1. Hititlerdeki çift ad geleneği, yalnızca siyasi değil, toplumsal statü ve kimlik dönüşümünü gösterir.
2. Bu, Çeçen/Nakh kültürlerinde halen yaşayan “yeniden adlandırma” geleneğiyle doğrudan örtüşür.
3. Kukku, Nunnu, Lulu gibi isimler, Nakh tipli fonoloji (ikilemeli, sevecen adlandırma) sergiler.
4. Bu da Hatti, Hurri, Hitit toplumlarının dilsel ve kültürel temellerinin Kafkasya kökenli olduğunu güçlü biçimde destekler.
Hami Özdil










