Belkide Biri Bunu Yazmalıydı

Dünyanın gündeminde Ukrayna-Rusya savaşı var. Hemen hemen bütün dünyayı etkileyen ve etkileyecek olan bir savaşın nükleer savaşa dönüşmesi elbette çok mümkün. Bundan en çok Avrupa’nın etkileneceği yorumu dillendirilebilir. Her ne kadar iklimsel etkilerin gıda fiyat enflasyonunu tetikleyici rolü sıkça zikredilse de bu savaşın çok daha fazlasını gerçekleştireceği savı ileri sürülebilir. Keza enerji fiyatlarının ileriki zamanlarda hatırı sayılır artış göstereceğini öngörmek de mümkündür. Ukrayna-Rusya savaşının başlangıcından bu yana Türkiye’nin bu konuda izlemiş olduğu politikalar ise taktir edilir görünmektedir. Tabi bir stratejist olmadığımız için bu savaşın etkilerini tüm yönleriyle burada tartışacak değiliz. Bir gerçek var ki Rus devleti yeni hamlelerin, hareketin, aksiyonun peşinde olduğu gerçeği. Rusya bu çerçevede planlarını icra etmek adına yeni kararlar alıyor ve adımlar atıyor. Seferberlik ilanı ise bu kararların en önemlilerinden birisi. Bu yeni bir safhayı ve büyük savaş hazırlığının bir yönünü gösteriyor.. Asıl üzerinde durmak istediğimiz konu ise Kuzey Kafkasya’da bu savaş için askere alımların olaylı bir şekilde devam etmesi. Çeçenistan ve Dağıstan’da protestolara ve eylemlere rastlanmakta. Kuzey batı Kafkas, yani genel olarak Çerkez bölgesinde ise son duruma göre herhangi bir eylemin söz konusu olmadığı, hatta öyle ki askeri kıyafet veya teçhizatın yerel halk, yani Çerkezlerin kendileri tarafından satın alındığı anlaşılmaktadır. Buna mukabil seferberlikle toplanan sözde askeri birlikten kişiler şikayet etme diyemeyeceğimiz bir konumla askeri elbise fiyatlarının arttığı serzenişini dile getirdiklerine şahit olmaktayız. Diğer taraftan ülkeyi terk etmeye çalışan gençlerin sınırlara yığılması ise olayın vahametini ve boyutlarını göstermektedir. Özellikle Kuzey Kafkasya’daki askere alımları nasıl anlamalıyız? Bilindiği gibi bölgede en kalabalık nüfus Çeçen nüfusudur. Her ne kadar dörtyüz yıldır bölgeye yapılan dış saldırıların merkez üssü, savaşların en acımasız şekli, Çeçenistan’da vuku bulsa da, 1948’de top yekün sürgünde nüfusun yarıdan fazlası yok olsa da, Çeçenlerin nüfuslarını artırma ve koruma politikaları Kuzey Kafkasya’da nüfusun en çok olmasını sağlamıştır. Çerkez nüfusun ise büyük çoğunluğu ana vatanlarının dışındadır. Genel görünüm ise, Çerkezlerin belkide büyük oranda yapısal özelliklerinden kaynaklı asimilasyona daha açık oldukları yönündedir. Bazı şeylerin açıkça söylenmesi, yazılması belki ilk bakışta olumsuz bir durummuş gibi görünebilir. Dost, kardeş sözcüklerinin ehemmiyetini bu bağlamda vurgulamak gerekir. Dolayısıyla bazı eleştiriler Çarlık Rusyası dönemi savaşına bizi götürebilir. O dönemde birlik ve beraberliğin sağlanamadığı Kuzey batı Kafkas ve doğu Kafkasların tarihe yansıyan (Rus edebiyatçılarının romanlarında yer alan örneğin Lermontof’un Zamanımızda bir kahraman eseri gibi ve aynı zamanda Çeçen yazılı hatıratları) konumları ve sonrasında en çok drmatik karadeniz yoluyla sürgünle bir bedeli öne koydu. Yakın geçmişte 1996 ve 2001 de vuku bulan savaşlar Çeçenleri Dünyanın gündemine taşıdı. Bundan sonra ise dünyanın gündeminden hiç düşmediler. Terörist olarak tanımlandılar. Amerikada, Avrupa’da vuku bulan hadiseler, Suriye’de bir taraf olarak yer alanlar bu algıyı pekiştirdi. Oysa spor alanında, edebiyat alanında yeni yetişen çocukların bilim olimpiyatlarındaki başarıları göz ardı edildi. Hatta iyilik ve misafirperverlik yönlerini gösteren Gürcistan’nın zorluk çıkardığı kilometrelerce kuyruk oluşturan yük taşıyan Türk tırlarının şoförlerine kazanlar kurarak günlerce yemekler taşımaları, ikramları Türk tır şoförleri tarafından paylaşıldı. Bu gün Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle seferberlik konusunda Çerkez bölgesinden görüntüler gelmezden önce, Türkiye’de bazı Çerkez kardeşlerimizin facebook sayfalarında gördüğümüz ve bazılarının, Çeçenler olarak bizi üzen yorumlarına şahit olduk. Diyasporada rahat döşeklerinde facebook sayfalarından yorum yazmanın ne kadar kolay olduğunu söylemeye bile gerek yok. Ama bir şeyi açıkça söylemeliyim ki belki yetersiz, sınırlı ve bazen yanlış olabilir ama Çeçenlerin her zaman bir stratejileri vardır ve olmuştur. Başkaları gibi teslimiyetçi, nefessiz olmamışlardır. Tabi eleştirilebilir yönleri görmezden gelecek değiliz. Bir şey var ki coğrafik olarak Kafkasya’nın konumu tarihsel ve güncel durum itibarıyla tasallutlara ve kaşımaya yol açmaktadır.
Rusya, Ukrayna savaşında kazanan olacak mıdır sorusu konuyla ilgilenenlerin aklına gelen bir sorudur. Baba Vanga’ya göre ise evet, Rusya bu savaşı kazanacak. Ancak kehanetlerin gücünü ise, bize zaman gösterecek. Amerika’nın bu savaştaki rolünü herkes bilmektedir. Neyin amaçlandığı ise yazılıp çizilmektedir. Bir diğer soru ise satranç tahtasının bir tarafında yer alan Kafkasların yeniden dizaynı öngörülmüş müdür? Aslında bu soru 2001 Rus-Çeçen savaşından sonra hep gündemimde olmuştur. Görünen o ki İran’da cereyan eden olayların bir yönü, Güney Azerbaycan meselesi Kafkasların dizaynı ile ilgilidir. Kuzey Kafkasya’nın bu öngörünün dışında olması ise düşünülebilir mi? Diğer taraftan Kuzey Kafkasya’daki askere alımlar ve Rusya genelinde gençlerin yurt dışına kaçışı stratejik açıdan ne anlama gelmektedir? Böyle bir ortamda bölgedeki dinamik genç nüfusun taraflar için önemi anlaşılabilir. Rusya her halükarda, gerek gençleri askere alma, gerekse yurt dışına gidişleri bakımından amacına ulaşabilir. Rusya’dan yurt dışına gidişlerde batı ülkelerinin vize kolaylığı getirmesinin ise bir başka anlamı olmalıdır. Görüldüğü gibi bölge insanın kaderine her zamanki gibi zorluk, sıkıntı ve ölüm düşmektedir. Gençlerden yurt dışına çıkabilenlerden Türkiye’ye de gelenler olmakta ve olacaktır. Yarınlar için, Türkiye’de bulunan, bana göre, şov ve boş övünmeye ağırlık veren biz Kafkas menşeli insanların ve arzulanan düzeyde fonksiyonel olmadığını düşündüğüm Kafkas derneklerinin hareket tarzı önem kazanmaktadır. Son bir soru ve cevap; çok fazla bir şey yapmadan sürekli Çerkez kızlarının asaletini, Çerkez, Çeçen kahramanlıklarını anlatmaya devam edecek miyiz? Ceuglar, Kafkas oyunları bizi tatmin eder ama yarını asla!
Hami ÖZDİL
28.10.2022

You may also like...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir