Türkiye Çeçen Diasporasının En Önemli Problemi
Değerli vaynahlar,
Modern bilim bir şeyi incelemeyi, onun niteliklerini, niceliklerin ölçmeyi öğretiyor. Hepimiz böyle yetiştiriliyoruz.
Bu durum bir adım sonra aklın dışına çıkarak üsluba ve kalbe sirayet ediyor.
Milli meselelerde de böyle oluyor. Asimilasyon, yaşanmışlıklar, ötekilerle etkileşimler, kültürel değişimler, eğitim v.s. ile kişi özünü bile konuşurken kendi olmayan
bir şeyi, yaşarken olmadığını savunan bir moderne dönüşüyor. Birey rutini yaşıyor, bir başkayı savunuyor yada konuşuyor.
Tabiri caizse müslüman olmadan islamı savunuyor, yada bir bi-namaz namazı öneriyor ve övüyor. Namaza da yaklaşmıyor. Abdest de almıyor. Abdest almak isteyenlere de akıl veriyor. Hatta ve dahi musalli olanları beğenmeyerek, üstenci ve küstah bir şekilde hedef, yol ve uslüp lütfediyor.
Nesnelleşeyim.
Vaynah olmadan, onların bir parçası olmaya çalışmadan, onlara yaklaşmadan, onları hissetmeden, uzaktan kendince bir dünyada güya onlar için harika ve olması gereken bir mit üretiyor.
Vaynahlarla çok steril alanlarla ve sınırlı iletişime geçiyor, hatta iletişim ve ilişki imkanları olsa bile kullanmıyor. Kendi yabancılığını hissediyor ve hissettikçe de arzu ve söyleminde daha da radikalleşiyor, siyasileşiyor. reelden uzaklaşıyor.
Kimisi,
Atavatan daymokhta mükemmel, eksiksiz, harika v.s. (burası için tanım, kelime yetiremiyorum) bir sosyal, siyasi, ekonomik, askeri, v.s. hedefi
savunarak hepimize bir yol, yordam ve düstur öneriyor.
Herhangi bir farklı düşünceye ve eleştiriye de açık olmadığını da peşinen hakaret ve yaftalamayla belirterek kendisini sağlama alıyor. Hiçbirimizi beğenmiyor.
Mükemmeli arıyor, istiyor, savunuyor. Başkasına razı olmuyor.
Kimisi,
yaşadığımız ülkemizin bir siyasi, sosyal yada ideolojik fikrine kapılıyor, katılıyor.
O sosyal segment ve ideolojik yapının yordamı ve hedefleriyle Vaynah hedeflerini (kendince) özdeşleştiriyor.
Beraberce kendi mikro çevresinde savunuculuk ve taraftarlık yapıyor, örgütlenmeye, örgütlemeye çalışıyor. Emek veriyor.
Örnekle, Kimisi Çeçen-Türk kardeşliği, kimisi Demokratik ve tam bağımsız Çeçen İçkeria Cumhuriyeti talepli örgütlü toplum ve örgütlü diaspora, Çeçen cihadı, anti emperyalist self-determinasyon, Laik Çeçen Cumhuriyeti v.s. v.s. savunuyor. Kendisine göre…
Bunların her biri kendi segmentlerinde yazılar yazıyor, çok dilli internet siteleri kuruyor, televizyonlara çıkıyor, eylemler düzenliyor, Rus büyükelçiliğinin önünde çelenklerle oynuyor, bağırıyor, konferanslar düzenliyor, kültürel veya sanatsal gruplaşmalar kurarak faaliyetler yapıyor, vs. vs.
Hatta uluslar arası bir takım örgütlerle veya bir takım yabancı devlet yetkilileri ile işbirlikleri yapıyor yada bir şekilde iletişime geçiyor. İsterseniz inanmayın Tam bağımsız devlet kuran bile var. Pasaport dağıtıyor. vs.vs.
Ya da kimisi
Rus yayılmacılığı ve emperyalizmi, kolonyalizmini tarihi örnekleriyle anlatarak toplumumuzu ve çevremizde ki insanları bilinçlendirmeye çalışıyor.
Çeçenleri tanıtmaya çalışıyor. Şöyle kahraman, böyle falanca milletiz diye anlatıkça anlatıyor. Türk milleti Moskofu tanımıyor ya onun ne kadar yayılmacı ve saldırgan olduğunu öğretiyor.
Kısaca kendince kendi olmadığı ve uzakta olduğu bir millet için onlarsız emek harcıyor.
Onların kendisinden haberi bile olmadan.
Onların dertlerinden, arzularından, güzelliklerinden, yanlışlarından, çelişkilerinden, risklerinden ve ya kazanımlarından vs. bihaber olarak…
Kimisi,
Bir başka yazımda belirttim bir kardeş halkın derneklerinde vig oynayarak, zeges yaparak, çeçen olarak dans ediyor, içkisini yudumlayarak falan semtteki filan tarihli çerkes derneğinin ruhunu yad ederek günlerini geçiriyor. Falanca kafkas halkının zengin ve elit semtlerindeki evinde sanatsal faaliyetler yapıyor. vs.vs.
Başkasından, halkının çektiklerinden bi-haber. Çerkezlerin arasında çeçeni oynuyor. Resim yapıyor, şiir okuyor.
Kimisi ise
Çeçen kimliği üzerinden şahsi bir rant elde etmeye yönelik bir duruşla her türlü argümanı kullanmaya hazır bekliyor. Buldukça kullanıyor ve yükselmeye çalışıyor.
Her türlü doğru ve haklı ya da haksız, reel olmayan materyali harcaya harcaya herkese zarar veriyor.
Örnekler arttırılabilir.
Bu örneklerin hepsi bir yoldur.
Eleştirmiyorum.
Gözlem yapmaya çalışıyorum.
Herkes haklı ve doğru yolda olduğunu düşünüyor.
Saygıyla herkes kendi yoluna ve Allah c.c. hepimize hayır ve güzellik versin diye herkese dua ediyorum.
Bu gözlemimden sonra
Çerkez dostlarımızın onlarca ayrı oluşmuş hizipleri ve klikleri gibi bir tartışma içinde olmak istemem.
O çıkmaz bir yol. Gereksiz bir tartışma. Sonuçsuz bir didişme.
Ben kendi yolumu anlatmak isterim.
Kendi çözümümü.
Ve dahi önerimi…
Hepimiz kendimiz bir seçim yaparak kendi yolumuzda gideceğiz tabii ki.
herkesin yoluna ve yordamını da saygı duyuyorum.
Olması gereken nedir?
Tabii ki sorunun muhattabları değiştikçe cevaplarda farklılaşır.
Bu arada;
Atavatanı yok kabul edenle konuşacak bir şeyimiz yok. O seçimini yapmış. Yolu açık olsun.
Bu kalem-i garip için cevap kısaca şudur:
Yüzelli yılda biz çok değiştik. Daymohk ta çok değişti.
Bu gün gelinen noktada aynı değiliz. Dilimiz ve tecrübelerimiz dışında temel değer yargılarımız, beynimizin çalışma biçimleri bile farklı.
Eğitimlerimiz, alışkanlıklarımız, mutfağımız herşeyimiz farklılaşmış durumda.
Tespitden sonra yol, yordam ve ulaşılabilir hedef ne olmalı?
Temel problem/amaç diaspora olmak değil midir?
Diaspora ne demek?
Bir yerden neşet eden, bir yerden dağılan, bir yerle (daymokh) bağları bulunan…
Anladınız, anlatmak istediğimi…
Bir yerle ilişkili olmak, yakınlaşmak, tanışmak, ana kitleye yaklaşmak, onun bir parçası, bir uzantısı, bedeninin bir uzvu olmak….
Güzel ülkemiz Türkiyemizle, daymokh arasında köprü olmak, kardeşlik bağlarını kurmak, güçlendirmek…
Her ikisine de kazandırmak, her ikisini de yaşamak.
Ancak böyle hayatta ve ayakta kalabiliriz.
İnşallah devam edecek.
Selam ve dua ile
Yahyahan GÜNEY
2015.02.05
Kısa notlar:
** Türkiye çeçen toplumu 150 yıllık sürecinin etkisiyle anayurdu daymohka ve Kuzey Kafkasya’ya da yabancılaşmıştır.
** Sovyet-sonrası dönemde diaspora ile anayurt arasında kısmen de olsa bir bütünleşme süreci yaşanmamıştır.
** Halen Türkiyeli çeçenlerde atavatana dönüşçü bir düşünce yoktur.
** Anadolu’da iki kelime Çeçence konuşamayan diaspora, Kuzey Kafkasya’daki cumhuriyetlerinin geleceği söz konusu olduğunda mangalda kül bırakmayan bir aktivist, siyasetçi, mücahit görünümündedir. Diaspora bağımsızlığı savunmakta, Kuzey Kafkasya’yı “kurtarmak” istemektedir. Halbuki Kuzey Kafkasya’da öyle yada böyle federasyon dahilinde özerk Çeçen ve İnguş devletleri vardır ve yüzbinlerce vaynah kendi olarak kendi kültürü, dini ile yaşamaktadır. Ama kendisi anadilini bile koruyamamıştır.
** Varlığını koruyamayan bir diaspora anayurduna Çeçenistana sahip çıkamaz.
** Çeçen olarak diasporada hayatta kalabilmenin bugüne kadar izlenen yol ile olamayacağı açıktır.
** Aramızda (diasporada) Çeçenlerin ulusal haklarını talep edebilecek düzeyde bilinçli bir halk olup olmadığı için endişeye düşenlere sadece gülmek gerekir. tarihi ve halen yaşayan halkı tanımıyorlar demektir.
** Sosyal medya ve internet üzerinden bazı bireylerimizin savundukları şey çeçenliği konuşmakta, savunmakta ancak Çeçenlere benzememektedir. Dünyada böyle çeçen ve çeçenlik yok.
** Halen diaspora Çeçen halkının anayurdundaki siyasi ve demografik sorunları çözebilecek düzeyde önemli bir ulusal etmen değildir.
** Diasporanın daymokha yönelik bir politik duruşta; Rusya’ya rağmen bir ilişkinin gerçekleştirilebilmesi ve zorluğu kadar, Rus yanlısı politik bir duruşun, ilişkinin de riskleri ve somut getirisinin ne olabileceği uzun bir tartışma konusudur. Bu iki siyasi seçimde çok yönlü riskleri ve zararları olabilecek bir yapıdadır. Bu her iki seçim de; diasporayı ancak bir takım güç odaklarının elinde bir kullanılan materyale dönüştürür. Bunun olamaması için ancak kurumsallaşmış, düsturları belirlenmiş, ciddi bir mefkureye ve örgütlülüğe gerek vardır ve halen böyle bir organizasyon yok.
** Üzerinde yaşamadığınız bir coğrafyaya yönelik muhalif söylem geliştirmek kolaydır, ama ulusal kimliği korumak açısından önemli bir getirisi olmayacaktır.
** Türkiye’de çeçen diasporası (maalesef artık kendisini diaspora kabul edenlerdir hitabım) iki ana gruba ayrılmıştır. Burada yaşayan gündelik hayatından memnun parçamız; söylemlerinin merkezine Rusya’ya ve halen olan daymohktaki siyasi kadroya ve söylemlerine yönelik şiddetli muhalefeti koyarken, anayurda gidip gelenler, orayla ilişki içerisinde olanlar ise öbür kesimin anlamlandıramadığı ve ne olduğu belirsiz, muğlak bir dil, tepki dile getirmektedir. İlk kesim Türkiye’de verilmesi gereken bir ulusal kurtuluş mücadelesi önermekte, anayurda gidip gelemler, ilişkili olanlarsa ise bu önerileri değil duymak, konuşmamaktadır bile.
** Türkiye diasporasının halen en büyük fırsatı savaş sonrası içimize gelen ve vatandaşlık verilen yeni muhacirlerdir. Bunlarla entegrasyon ve birliktelik bile diasporamız için çok ciddi bir şansdır.
** Uzun erimde avrupa da oluşan yeni diasporalarla iletişim ve entegrasyon geleceğe ait atavatanı da etkileyebilecek en büyük kültürel, insani, sosyal ve siyasi güç olabilir. Bu şans Türkiye diasporamız açısından halen kaçmamıştır. Ciddi bir çalışma ile liderlik ve öncüllük bile yakalanabilir. Hem ülkemiz hem de Daymokh için en kazanımlı sonuç bu olacaktır.