Kuzey Kafkas TV / Çerkez TV
Kuzey Kafkas TV / Çerkez TV
Bismihisubhanehu,
Allah’a hamd, Güzel peygamberimize dua ve selam olsun.
Yazının konusu bizim kafkas camialarında birçok yerde gördüğümüz Çerkez TV talebidir.
Sosyal bir talep; yerinde, mantıklı, doğru, faydalı, adaletli ve gerçekçi, uygulanabilir olmalı.
Gerçekleşmesi için talebin şiddetli olması, geniş toplum segmentleri tarafından sahiplenilmesi ve yerine geldiği zamanda hakikaten etkinliğinin hissedileceğinin anlaşılması gerekiyor. Bunun bir ya da birkaçının zayıf olması olayı akamete uğratıyor. Talep edilen şey başarılamıyor.
Bir sosyo kültürel faaliyette de kamusal izin, yönlendirme ya da destekler olmadan işler güçlü, etkileyici ve gerçekçi olamıyor. Çok çabuk da bitiyor ve/veya etkili olamıyor. Toplumsal talepler olmadan da kamusal aygıtlar çoğunlukla harekete geçmiyor. Yani hak verilmiyor, genelde alınıyor.
Ayrıca üslup olarak da çatışmacı ve karşıt duruşlar çoğunlukla herkesi yıpratıyor.. Toplumsal talebin içeriğinin kamu erkini elinde tutanı düşünce ya da sosyal gruplarla da bir şekilde barışık olması gerekiyor ki istenilen şey olabilsin.
Ve bu şartlar oluşmazsa her şey laf-ı güzaf, bir işe yaramıyor.
Bu arada laf olsun torba dolsun diye hiç durmadan güya bir şeyler talep eden, isteyen, her şeyi çok iyi bilen, akıllı, her meselede lafı olan insanları dikkate almıyorum. Bunların birçoğunun saplantı şeklindeki platonik, ideolojik görüşlerini de yok sayıyorum. Benim ve önermemin/yazımın içeriği ile bu marjinal yapıların ilintisi/ilişkisi yok.
Dünyada yok olan diller ve bunların korunması ile ilişkili çalışmalar son yılların önemli ve dikkati çeken konularından birisi (1, 2).Özellikle yapılan uluslararası çalışmalarda dilin yazma ve okuma dili haline gelmesi, devlet desteği ve/veya izni; en temel koruyucu faktör olduğu anlaşılmıştır (3).
Türkiye’mizde de yaşayan ve Türkiye Türkçesi dışında başka lehçe ya da dillerle konuşan, konuşmak isteyen insanların ana dillerinin günlük konuşma dillerinin artık tehlike altında olduğu ve unutulduğu bir gerçek (3, 4, 5). Bu kültürel zenginlikleri korunması için kamusal destek talebi de çok doğru ve çok yerinde bir zemin.
21. yüzyılda ülkemizin geldiği politik algı ve zihin yapısı da devletimizin temel tanım ve dinamikleri yıpratılmadan her türlü kamu edişlerinin içeriklerine dokunmadan bu önemli sorunumuza çözüm üretebilecek bir zaman ruhuna sahip.
Öyleyse terör dahil olmak üzere birçok siyasi problemlerimiz ve çekişmelerin dışında insanca, barış içerisinde, ülkemizin her platformda ki gücüne, demokratik hayatına ve dünya barışına helal getirmeden bu talebin yerine getirilmesine çalışmak lazım.
Bu mümkün.
Faydalı.
Niye olmasın?
Olabilir.
Ancak yine de problemler yok değil.
Öncelikle halihazırdaki televizyon talep şekli klasik çatışmacı ve güç odaklı sol jargonlu bir ifade. Bunun bu topraklarda bu zamanda karşılığı yok (6, 7).
Zaten talebin muhatabı devlet erki karar veren bir kişi değil. Birçok farklı sosyal, siyasi, politik görüşlerin ortalama zihin dünyasına sahip bir ortak akıl. Talep edilen önermenin buradaki toplam yapıya makul ve olabilir olması aynı zamanda da kamuya/devletimize bir kazanım önermesi gerekiyor. (8)
Bu önermenin; yakın tarihinde kendine ait büyük coğrafyaları ve ülkeleri terk etmek zorunda kalmış, milyonları, birçok halkı ve değerlerini, zenginliklerini kaybetmiş, yaralanmış bir imparatorluk bakiyesi zihin altyapısında ve bir de ayrılıkçı menfur terör sebebiyle halen sıkıntıları olan bir kritik durumda zor bir talep olduğunun da anlaşılması gerekiyor. Anadilde eğitim talebi bile çok zorlu kavşaklardan geçerek bugünkü haline gelebildi.
Öyleyse bu kavşak noktasında kamusal ana dilli televizyon talebi riskleri azaltan ve kazanımları arttıran bir yerde durarak ancak neşv-ü Nema bulabilir.
Bu zeminde, talebin rasyonalize edilmesi gerekiyor. Yakın sınır coğrafyamızda Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu olarak üç ana bölge var.
Bana göre geniş anlamda bu üç ana bölgeye ve onun ülkemizdeki iç diasporasına hitap eden bir şemsiye altında televizyon önermesi daha rasyonel bir teklif. Ortadoğu ile ilgili yayınlar zaten var. balkanlarda ayrı tartışılması gereken bir mesele. Bizim konumuz ülkemizin kuzeydoğusu. Kuzey Kafkasya coğrafyası ve halkları. Daha açık bir ifade ile talep edilmesi gereken şey Kafkasya’ya ve o bölgedeki ana büyük gruplara ve ülkemizdeki diasporalarına hitap eden bir yayın talebi daha gerçekçi.
Bu bağlamda ülkemizde bulunan kuzey kafkas halklarının hepsini temsil etme iddiası / çabası ya da söylemi içerisinde olan birçok cemiyetimizin sadece Çerkez televizyonu adı altında talepte bulunması da ayrıca değerlendirilmesi / ilgilenmesi gereken bir ayrı tenakuz.
Neyse.
Yine bana göre Adıda Kuzey Kafkas Televizyonu olmalı.
Lezgi/Avar, Çeçen/İnguş, Adige, Abhaz dillerinde yayın yapan bir televizyon kamunun kültürel değerlere global bir bakış açısı olduğunu ortaya koyacaktır. Aynı zamanda da ilgili coğrafyadaki halklarla daha güçlü ilişkiler tesis edilmesini sağlayacak bir model oluşturacaktır.
Öte yanda halihazırdaki kuzey kafkas kökenli ülkemiz diasporasının böyle bir devlet destekli de olsa bu yayını üretme ve aynı zamanda da tüketme kapasitesininin yetersizliği de ortadadır. Tek bir etnik grubun bu işe gücünün yetmeyeceği de anlaşılmalıdır. Şu an olan bir kaç saatlik yayının bilinirliği, etkisi de ortadadır.
Yıllardan beridir Kuzey Kafkas halklarının dilinde önce radyo, sonra internet haber ve görsel haberlerle yayın yapan o halklar açısından bir diğer haber alma kanalı olan okyanus ötesi ve batılı emperyal ülkelerin yayınları, etkileri ve destekçileri ortadadır. (Liberty Radio, Radyo Marsho v.s.) (9, 10)
Büyük bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz binlerce kilometre öteden yayın yapanların yaptığından daha da iyisini yapabilir, yapmalıdır.
Böyle bir televizyonun varlığı ve yayınları da hassas politik bir işçilikle Rusya Federasyonu’nu ve onun egemenlik haklarını ihlal etmeden ve o bölgelerin sosyal barışını bozmadan yapılabilir/yapılmalıdır.
Bu hem bizim medeniyetimize yakışır, hem de Türkiye’miz ile Kafkasya arasındaki ilişkileri güçlendirir. Kuzey Kafkas diasporasının da bütün dünyada nabzını etkiler. Ülkemizi edilgenlik den kurtarır. Hatta proaktif olarak Kafkas halklarının geleceğinde ülkemizle ortak bir tarih yazılması için zemin hazırlar.
Topraklarımızın bu güzel çiçekleri de yaşamaya devam eder.
Bu bizim eski kuşaklarımıza borcumuz.
Bu medeniyete de yakışan şey.
Yahyahan Güney
2 Haziran 2021
Başakşehir
https://www.dunyabizim.com/etkinlik/dillerin-olumu-insanligin-kaybolmasi-demek-h13585.html
https://www.aa.com.tr/tr/dunya/dunyada-2-bin-500-dil-yok-olma-tehlikesiyle-karsi-karsiya/2151940
https://www.hurriyet.com.tr/kelebek/hurriyet-pazar/6-sehirde-10-lisanin-pesine-dustuk-turkiyenin-kaybolan-dilleri-40804721
https://www.haberturk.com/polemik/haber/717876-turkiyede-15-dil-tehlikede
https://t24.com.tr/haber/unesco-turkiyede-15-dil-yok-olmak-uzere,565414
https://www.haberturk.com/yazarlar/murat-bardakci/609308-bir-cerkes-acilimi-eksikti
https://tr.sputniknews.com/turkiye/201909011040062625-trt-cerkes-acilsin-talebi-mahkemelik-oldu/
https://www.haberler.com/cerkez-lerden-cerkez-tv-talebi-4626552-haberi/
https://www.radiomarsho.com/
https://jinepsgazetesi.com/2013/03/radyo-marsho-kapatilmasin/
Kültürel yönden, Kafkas dilleri ile yayın çok güzel.. Lakin! Senin kafana, düşüncene uygun olmasına hayır.. Hatta aynı kabilem ( Teypten) olan..! Kadirova ya da hayır..