Köye Gelen Misafire Rehberlik Etme

GELENEKLER, GÖRENEKLER, ADETLER
KÖYE GELEN MİSAFİRE REHBERLİK ETME
ÇEÇENCE VİDEONUN MEALEN TÜRKÇESİ
Size bir anımı anlatacağım.
Bizler Sibirya’dan sürgünden Çeçenistan’a döndüğümüz zaman 1957 yılıydı. Ben henüz 13 yaşımdaydım. Öğleden sonraki bir vakitti. Yaşıtım olan arkadaşlarımla oyundan, öğle vakti yeni eve gelmiştim. Arkadaşlarımla öğleden sonra tekrar oyun oynamak için anlaşmıştık. Evden biraz siskıl (mısır unundan yapılan ekmek) alıp tekrar oyun oynamak için evden çıkmak üzereydim. Babam namaza durmuştu. Babamın adı Huça idi. Ben babamın namaza başladığını zannediyordum. O görmeden aceleyle dışarı çıkacaktım. Meğer babam henüz namaza başlamamış. Ben tam evden çıkacağım sırada babam:
-Dur bakalım, buraya gel, diye seslendi. Babam kıbleye dönmüş duruyordu. Sonra bana döndü ve nereye gidiyorsun diye sordu.
-Arkadaşlarımla oynamaya gidecektim dedim.
-Oyuna sonra gidersin, şimdi beni dinle dedi. Sen köy içindeyken, küçük, yetişkin ya da yaşlı olsan da fark etmez. Köyümüze gelen bir yabancı durup size selam verir sizde selamını alırsınız. Sonra size “Falancanın evi nerde biliyor musunuz? Ona misafir olarak gelmiştim” diye sorduğunda, sakın ha o misafire “buradan dosdoğru gidip, oradan sola dönüp, sonra sağdan devam ettiğinde önünde büyük bir ağaç olan, şu şekilde kapısı olan ev,” şeklinde parmağınızla o evi tarif etmeyin. O şekilde tarif ederseniz, size hakkımı helal etmem. Sakın köye gelen misafire durduğunuz yerden parmağınızla işaret ederek yol tarifi yapmayın. Bu mertlik değildir, yiğit adama yakışır tavır değildir, bu o kişinin adam olmayacağının bir işaretidir.
-Peki, ne yapmalısın biliyor musun? dedi babam.
-Bilmiyorum dedim.
-Ne kadar acelen olursa olsun, köyden seninle işi olan kişi ne kadar çok olsa da, eğer adam olacaksan misafirin sana sorduğu aileyi tanıman lazım. Adam olacak kişinin tüm köylüsünü tanıması lazım. Ben tanımıyorum sözü adam gibi adama yakışacak söz değildir. Tüm köylülerini tanıman lazım. Parmağınla gösterip yol tarif etmeden, soran misafir büyüğün de olsa onun önüne düşmelisin. Çünkü o misafir köyümüzün yabancısı. Bizde büyüklerin önünden yürünmez. Sadece iki üç durumda büyüklerin önünden yürünür. Böyle durumda misafir büyüğünün önünden yürüyebilirsin. Parmağınla olduğun yerden yol tarifi yapmadan ne kadar acele işinde olsa, evet evini biliyorum, diyerek misafiri gitmek istediği eve götürmen lazım. Misafirin gitmek istediği evin önüne geldiğin zaman şurada oturuyor diye parmağınla göstermek, daha da büyük ayıptır.
Misafire yapacağın hizmet henüz bitmedi. Bundan sonra ne yapacaksın biliyor musun, misafiri evin avlusuna götüreceksin, sonra misafire beni biraz bekler misin deyip, ev sahibine sesleneceksin. Ev sahibi dışarı çıktığında, ev sahibine bu misafiri sana getirdim diyeceksin. Misafirini teslim edeceksin. Misafirle işin yine bitmedi. Ne yapacaksın? Misafirle ev sahibi birbirlerine selam verip hal hatır sorduktan sonra misafire, eğer bana misafir olursan memnun olur seni beklerim, bana misafir olmaz mısın diye sorarsın. Misafir Allah razı olsun, teşekkür ederim, bana gereken yardımda bulundun, artık kendi işine bakabilirsin dedikten sonra misafirden yana işin bitmiştir.
Ama yine işin bitmedi, bu defada ev sahibine, bu misafiri ağırlarken benim yapacağım bir şey var mı , eğer ihtiyacın olursa ben buradayım, her zaman yanındayım dersin. Bunu dedikten sonra ev sahibi köylün Allah razı olsun teşekkür ederim, ne iyi oldu misafirimi evime getirmen, eğer evime buyurursan memnun olurum, buyurmazsan işin varsa işine bakabilirsin dedikten sonra senin işin biter, dedi babam.
Bütün bunları yapmadan senin misafire karşı görevin bitmez dedi babam.
Bu 1957 yılında oldu. Bugün hala o anı unutamıyorum. Bu gün hala bana bir Rus da sorsa, Yahudi de sorsa, her kim sorsa parmakla işaret ederek yol tarifi yapamam, utanırım. Hep babamın nasihati aklıma gelir.
Bu nizamdır, saygıdır.

Ahmet Rasim Türk

You may also like...

3 Responses

  1. yahyahan güney dedi ki:

    Bu yazı çok bilgilendirici… çok teşekkür ederiz.

  2. yasemin dedi ki:

    çok etkilendim.harika ve eğitici bir yazı teşekkür ederiz

  3. Gökhan Taci dedi ki:

    Öğretmenim sizin gibi bir öğretmenim olduğu için daima gurur duyarım keşke okuyup bir mevkii sahibi olabilseydim de sizde gurur duysaydiniz eğitim şart geçmiş yıllara geç ağlamanın da faydası yok saygılarımla ellerinden öperim

Gökhan Taci için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir